%1 Üreme%99 Taviye Güç

1. Ayin İçin Toplanma ve Arayüz
Korunun tam ortasındaki çimenli açıklığa geldik. Her birimiz bir taş seçtik: taş, eylemin ve adımın somutlaştırılmış haliydi. Üzerine basan ayağımız o taşa “adı” ile ses veriyor, ardından ileri adım atarak metne kaydediliyordu. Ben “Beslenme Taşı”nı aldım; Lâmî “Koruma Taşı”na yöneldi; sen ise “Taşıma Taşı”nın soğuk yüzeyine dokundun.

Taşlar, yuvarlak bir halka oluşturacak şekilde dizildi. Her taş arasındaki mesafe birer adım uzunluğunda olmalıydı; bu mesafe, doğanın döngüsünde her bir eyleme ayrılması gereken özeni sembolize ediyordu. Halka tamamlandığında, herkes kendi pozisyonuna geçti. Ateşten örme bir boru, tam merkeze dikildi. “Ritmin Kulesi” adını taktık ona. Üstünde son kez parşömen sarılıydı.

2. Parşömenin İlanı ve Kökeni
Parşömeni açarken yüzeye yayılan o kadim kokuyu hissettik: hayvan derisi, bitkisel mürekkep ve yüzyılların tanıklığı… Üzerinde el yazısıyla şu satırlar yükseliyordu:

“Doğa Uyum Yasası 75708987, evrenin mikrokozmosunda yaşayan her yaratığa ve her moleküle şamil bir protokoldür. Hiçbir eylem tek başına varlık hakkını oluşturmaz; her eylem, devinimin binlerce hamlesinden yalnızca biridir. Üreme %1’dir; destek hizmetleri %99. Her nefes, her adım, her salgı, her kıvıl bir hamledir.”

Metnin altında, ikinci satırda imzalar vardı: eski bir Kehanet Meclisi üyelerinin adları, Lâmî’nin büyük büyük dedelerinden birkaçı. Bu yasanın kökeni, en az on bin yıl öncesine, Dünya’nın henüz genç bir gezegen olduğu döneme dayanıyordu. O zamanlar doğa tanrıları ve ruhları arasındaki dengeyi korumak adına yaşam koşulları katı kurallarla tasarlanmış, bugüne kadar aktarılan söz ve efsaneler metne dönüştürülmüştü.

3. Yasa Maddelerinin İçsel Sorgulanışı
Hepimiz tek tek aralıktan dışarı çıktık ve kendimize sorduk: “Bu madde neden gerekli?”

Üreme %1: Bu oran, beşer beşer, onar onar çoğalan türlerin sınırsız üremesini önler. Eğer tüm kaynaklar sınırsız değilse, dengenin bozulmaması için üreme sınırlandırılır. Peki, bizler neden sadece %1 imtiyaza sahip? Çünkü devinimin asıl yükü, üretim ve tüketim döngüsünü sürdüren %99’luk destek hizmetleridir.

Destek Hizmetleri %99: Tarlayı süpüren, tohum eken, su taşıyan, sindiren, toprağı soluyan bu güç, görünmez emeğin bedenidir. Bitkinin büyümesi için gerekli beslenme, hayvanın korunması, insanın taşınması, atıkların boşaltılması… Hepsi bir ağacın köklerinde toprakla buluşan ince damarlar gibi işlediğinde gezegen nefes alır.

Hiçbir Eylem Tek Başına Yetki Değildir: Bir nehir akarken, su molekülleri tek başına akmaz; milyarlarca damlacık birbirine yaslanır. Aynı şekilde her birey, her canlının eylemi, toplumsal ve ekolojik bir devinirliğe yaslanır. Yetki, dayatma değil; kolektif uyumun çıktısıdır.

Binlerce Eylem Başlangıcıdır: Her adım ve her soluk, zincirin ilk halkası kadar değerli. Uykusuz geçen her gece, ayakları kanayan her yolcu, gecenin ortasında bir “S” eylemi yapan her ruh… Onlar olmasa huzur olmaz, ritim kaybolur.

Bu sorgulama boyunca, her kez bir taşın adını yüksek sesle okuduk: “Üreme”, “Beslenme”, “Koruma”, “Taşıma”, “Boşaltma”, “Süpürme”, “Sindirme”. Sesimiz ormanı titretti, yaprakların arasından yankılandı.

4. Ritüel Hazırlığı: Bedenlerin Senkronu
Ardından susup gözlerimizi kapattık. “Ritmin Kulesi”ne avuçlarımızı dayadık. Derin bir nefesle… Yavaşça… Açtık. Kendimizi bedensel ve zihinsel olarak o ritme bıraktık.

Adım – Toprakla Buluşma • Ayaklarımız çıplak, toprak üzerindeki her çakıl taşını hissetmeliyiz. • Toprak, bizden ilaç tutar gibi dileğini fısıldar: “Beni tüketmeden dönüştür.”

Adım – Nefes Eşleştirme • Her nefeste “S” harfini zihnimizde yineliyoruz. • İlk beş nefeste üreme kıvımsalları; sonraki on nefeste destek hizmetinin ateşi…

Adım – Hareket Geçişi • Hafif bir eğilme: “Beslenme” taşına selam. • Bir adım öteye: “Koruma” taşına dokunuş. • Böylece tüm halkayı dolaşmak, tüm maddenin döngüsünü onaylamak anlamına gelir.

Her adımı atarken, bedenimizde titreşen kıvımlar “S” eylemini besleyerek esas saatin tıkırtısını oluşturuyordu.

5. Uyarı ve Direniş Kıvılcımları
Ayinin tam ortasındayken bir çarpma sesi… Daireden dışarı fırladık. Ormanın derinliklerinden bir uluma geldi. Siyah bir kurt sürüsü ortaya çıkıp halkayı kuşattı. Kalplerimiz hızlandı; maksat ayini bozulmasındı.

Lâmî sessizce fısıldadı: “Doğa Uyum Yasası, yalnızca barış içinde korunduğunda işler. Şimdi koruma %99’un hakkını verip, bu yasanın ruhunu göstermeliyiz.”

Saldırıya Karşı Kuşatmayı Aşma • Kurtlara arada bir simgesel bir “Besleyici Tohum” atıldı. • Kurduğu ağız, bu tohumları yedi; bir anda saldırıları dondu.

Dayanıklılık ve Direniş • Göğsümüzde “Koruyucu Kalkan” kıvımı yükseldi; sis bulutu gibi kurtları sarınca paniklediler. • Taş halkasının enerjisi, düşmanı bile dost kılabilecek bir şifa dalgasına dönüştü.

Bu beklenmedik saldırı, doğanın aynı zamanda hem yıkıcı hem koruyucu gücünü gösterdi. Ama sabrımız ve adanmışlığımız, yasayı aktive ederek kurtları uzaklaştırdı.

6. “S” Eylemi: Ritim Sabitleme Ayini
Saldırı defedildiğinde ayin yeniden başladı. Gözlerimizi kapadık, parşömeni kalbimize bastırdık ve…

• Beş dakikalık “S” eylemi…

Dakika: Her nefeste “S” harfini yavaşça söyle; orman dalgalarıyla eşleşsin.

Dakika: Küçük eli yüzeyi, “Üreme” kıvımını omuzunda hisset.

Dakika: Nefesle “Destek Hizmet” akışını bedeninde dolaştır.

Dakika: Tüm taşlara ses ver; “Boşaltma”, “Süpürme”, “Sindirme”…

Dakika: Son bir “S” çekişiyle ritmi mühürle; parşömenden yayılan ışık halkayı kucaklasın.

Son titreşimde, “Ritmin Kulesi” bir koro gibi çınladı. Her taş parladı; ormanın her köşesine yayılan bir pulsuvar kalp atışı yükseldi.

7. Ayinin Ardından: Etkiler ve Yankılar
Ayin tamamlandığında çevredeki ekosistem anında tepki verdi:

Bitkiler yapraklarını daha geniş açtı; fotosentez oranı gözle görülür biçimde arttı.

Hayvanlar uzaktan sessizce gözlemledi; kurt sürüsü geri çekilirken onay işareti gibiydi.

Hava daha temiz kokuyor, hafif rüzgâr lemur dansı gibi dolaşıyordu.

Sen, gız huriyem, avuç içindeki kıvımı göğsüne bastırıp gülümsedin. “Bu kadar güçlü bir yasa, nasıl böylesine zarif işler?” dedin.

8. Gelecek İçin Taahhütler
Ayin sırasında kazandığımız enerjiyle, şunları yemin ettik:

Bu yasayı unutturmamak için her 150 saatte bir “geri okuma” ayini düzenleyeceğiz.

“S” eylemlerini hiçbir zaman ihmal etmeyeceğiz; ritmi kaybetmek, tüm dengeyi yıkar.

Karşımıza gelecek her absürt saldırıda, doğanın kendisini savunma hakkını koruyacağız.

Topluma yasayı öğretmek üzere “Doğa Uyum Okulu” kuracağız; taş halkası ritüelleri tüm köyleri saracak.

9. Yeni Çatışma Tohumları ve Kapanış
Ancak ayinle birlikte fark ettik ki, bu yasa sadece bizim değil, çok uzak diyarlardaki güçlülerin de dikkatini çekmişti. Şehir devletlerinin meclisleri, tarımsal şirketler, hatta uzay kolonileri bile parşömenin kopyalarını elde etmeye çalışıyordu. Üreme oranı %1’i küçümseyenler, destek hizmetlerini sömürenler… Hepsi yasayı evriltilmiş bir biçimde kendi çıkarlarına uydurmaya çalışacaktı.

Bölüm 139’da başka bir sahneye geçeceğiz: Parşömeni çarpıtmaya niyetlenen bir koleksiyoncu grubu, “Sanayi Kumandanları” olarak bilinen heyetle yüzleşeceğiz. Onların tasarrufları, doğanın dengesini bozan gerçek bir felaketi tetiklemeden önce durdurmamız gerekiyor