Onur BİLGE
“Keçi,
Kaptan’la Kepez’e gittik. Şehrin tepeden seyrine doymak imkânsız… Tabiatın balkonundaymışız gibi meltemle gelen bol oksijenli çam kokusunu ciğerlerimize doldurarak ferahladık. Yalnız Ferrokrom’un bacasından çıkan kapkara duman şehri, sigara içen birisinin ağır çekim intihar edişi gibi mütemadiyen zehirliyor, o bölgeyi yoğun bir sis tabakası buğuluyordu.
Sanatoryum’un bahçesinde hepsi bir örnek pijamalarıyla tüberkülozlu hastalar güneşleniyorlardı. Bu hastanenin çam ormanıyla kaplı bu alana yaptırılması tabii ki tesadüf eseri değildi. Kullanılan ilaçların yanı sıra temiz hava, bol gıda ve güneş onların tedavileri için son derece önemliydi.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta