Onur BİLGE
Hiç konuşmayalım biz. Hiç yaklaşmayalım birbirimize… Yanacağımız kadar yanmışız zaten, daha fazla yanmayalım. Bir araya gelmeyelim hiç. El ele kol kola, kuytularda sarmaş dolaş gezen sevgililer olmayalım.
Hep böyle iç seslerimizle konuşalım, kaçamak bakışlarla anlaşalım ve hep böyle kıyasıya sevelim birbirimizi, çılgın gibi özleyelim ama hiç söylemeyelim. Ne kadar acısı varsa hissedelim, ne kadar ıstırabı varsa çekelim ama yine de aşksız bir tek nefes bile almayalım. O zaman belki daralırız, boğuluruz. Cennetimizden kovulur, cehennemlik oluruz.
Cennetsi hayaller kuralım geleceğe dair. İlk buluşmamıza dair… İlk sözlerimizi düşünelim… İlk kaçışımızı, ağaçlık bir yere… Bir kır kahvesi, bir çay bahçesi mesela… Söze nereden gireceğimizi, neler söyleyeceğimizi birbirimize…
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,