Onur BİLGE
Bunca yaratılan arasında Semiray’ın ne önemi vardı? Hiç… Dünya bir hiçti! İçinde dönüp durduğu boşlukta, toz bulutunun seçilmesi imkânsız bir zerresi… Ben, kendim için önemliydim, en yakınlarım için dahi olamadığı, olamayacağı kadar… Hayatımı en ince detaylarına kadar inerek yazmak gerektiğini duyuyor, tek tük anılara basa basa, anıdan anıya sıçraya sıçraya bebekliğimin sahiline kadar iniyordum. O anılar, beynimde sürekli tekrarlandıkları için unutulmayan koca koca kayalar… Diğerleri kumla… Kumlada tek kum tanesi, her biri… Seçilmesi mümkün değil.
Annem bile önemsememiş, babamın kutsal bir görevle birkaç günlüğüne Ankara’ya gittiğinde ne kadar olduğumu tam olarak hatırlayamamış. Elime geçen evraklardaki tarihlere baktığımda o zaman tam yedi ay beş günlükmüşüm. Demek ki doğduğum evdeyken... Oysa bu olay, Sofular'daki evimizde geçmişti. O halde, babamın Ankara'ya başka bir nedenle gittiğinde yaşanmış. Bir buçuk iki yaşlarındaymışım.
Nasıl da feryat etmiştim! Annem susturamamış, kendimden geçercesine ağlayışımdan korkup, komşulardan yardım istemiş, kadınları başıma toplamıştı. Sonra çocuklar... Irvasalar yapmışlardı.
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm