İlkbahar, yaz, sonbahar,
Diye devam ediyor,
Toplam dört mevsim var ki
Kış da ekletiliyor…
İlkbahar hoş bir mevsim,
Ağaçlar çiçek açar,
..
Dünya’nın dönüşü var, bunlar iki şekilde,
Hem Güneş etrafında hem kendi ekseninde…
Yaz en sıcak mevsimdir, kışınsa hava soğur,
İlkbahar ve sonbahar, mevsimler dördü bulur…
İlkbaharda renklenir, bütün çiçekler açar,
..
Anlamsızlığın feri sönmeden, anlatılmış bütün  güzel masalların perisi olarak  sen  anlatsan   seni. Sevdalı bir yaprak gibi düşsen hazanlarımın en azılmış,en azaltılmış, en gitmeye yakın ,sen gelmene yakın  akınlarıma.
Harman  şanındayım  savur beni yar, ben senin yeni mahsulün olarak  mahzun çiçekleri manidar çiçekleri olarak büyüyorum.
Hazlarını   volkanlara  bağlayan bir ömrün  uçuk  ihtilalındayım yürüyorum  yürünmez ve sensiz  her ana.
Utkulanmış hayallerin karelerine çağır bedenimi, dudaklarınla ölç  özlemlerimin uzunluğunu.
Günümden  önce  ömrüm ol, dağlarımda şafak vakti  avut, ölümsüz gelişleri.
İlkbahar  gibi olsun yaralarımın  tedarikini coşkun pınarlarında aklarken.
Çatlamış bir çıplaklığın  çağrılarından  giyinik  ağrılarına beni demlerinle daim kıl ki suskunluğun saati  benden yana   zaman işlesin.
..
İlkbahar geldi, geldi, geldi
Her tarafta neşelendi
Kuşlar öttü, kuzular meledi
Her taraf yeşillendi
Ağaçlar çiçek açtı
..
UZAKLARIN TÜRKÜSÜ
Kış bitti mevsim ilkbahar.
Acılara bir numara küçük gelen bedenimi atsam denize,
Beni kim arar ya da kim sorar?
..
İlkbahar çiçekleri gibi
Aç gönlümde gözümde
Nisan yağmurları gibi
Yağ gönlüme gözüme
Sevgiyle sevgi ver
O mukaddes anneler gibi
..
Bir sonbahar sabahında gördüm seni,
Sen, sonbaharda ilkbahar gibiydin
Öyle canlı, öyle neşeli
Öyle güzeldin ki,
Bir sana baktım bir kendime...
Ben, hayatın akışında
.     sona doğru giden sonbahardım
..
Her sabah baharın geldiğini
Kuşların ötüşünü çiçeklerin açtığını
Arıların bal toplamaya başladığını
Dinlettin bana bir ilkbahar sabahını
Güneşimi kapatmamışsın
Isıtsın diye gölge etmemişsin
..
Titrer ağaçta yapraklar,
Ama üzgün, ama hiçran.
Tekrar hatırında ilkbahar;
Sarı sarı, para pare
bir hışırtı bir uğultu.
İnsan duygulanıyor,
Ağaçla bir sonbahar
..
Bahar yorgunu geldim
Sürünecek haldeyim
Tek kıvılcım beklerim
Mutluluk kervanına.
Ağacı yorgun ettin
Aşkımı bahtsız ektin
..
Dört mevsim gibisin.
Dünün-bugünün,
Bugünün-yarının olmuyor.
Bazen ilkbahar  gibi oluyorsun.
Çiçeklerin açıldığı gibi,
Sende gözümde açılıyorsun.
..
Rab’bim ne olur affet, şahsım insanoğlunu! 
Hakikat aydınlatsın, sun sorumluluğunu…
Mana akışım kalmaz, alkışlarım azaldı,
İlham dersen şahsımda ilkbahar değil yazdı…
Doldur bir bardak daha, bol şekersiz çayından,
..
Bir ilkbahar günü,hava biraz serince
Bir kadın gördüm Cumhuriyet Meydanında
Servi boylu,ipince…
Âhenk,endam, güzellik,...Her şey onda
Tam istediğim bir kadın tipi…
Kadın değil mübarek;
Sanki çekimli fiil kipi…
..
Yine geldi ilkbahar.
Sensiz geçecek.
Yağacak yağmur,
Toprak sensiz sulanacak.
Yine açacak çicekler,
Sensiz olacak meyvalar.
Yine sensiz geçecek.
..
Sonbahar son bahar mıdır? 
Oysa nice sonbaharlar var arkasında.
İlkbahar da ilk bahar mıdır?
Nice ilkbaharlar var arkasında.
Mevsimlere kısıtlamışız hayatı.
Yıllar ile yormuşuz yaşı.
Hesap etmeden de yaşlanır bu yüz.
..
Bakarsın ilkbahar yer yer;
Doğal çevre  yeşerir,
Güneş yüzümüzü öper,
Badem ağaçları çiçeklenir.
..
Ne ilkbahar ne yaz fayda etmiyor
Ne dua ne niyaz asla yetmiyor
Bir defa gelmesin geri gitmiyor
Ela gözlerinde ayrılık vardı
Sus söyleme sakın ben anlıyorum
Rüzgarlar söylüyor ben dinliyorum
..
İçinden geleni yaz…
İster ilkbahar,ister sonbahar..
İçinden geldiği gibi yaz..
Aşağıda yazacakların..
Bu şiir olsun.
Ne yazarsan yaz…
Sen yaz.
..
Hani ilkbahar geldiğinde 
Ağaçların en güzeli badem ağacıdır ya, müjdecisidir ya baharın
Nicedir özlemişim kokusunu, çiçeklerini, yemişini
Dağlardan esen rüzgarların meltemi
Ansızın ılık sıcak çarpar ya yüreğine yüzüne tenine
Nicedir özlemişim baharı, badem ağacını, kokusunu...
..
Tenimde kırışıklıklar, saçlarımda beyazlar olmasaydı, kimse yaşlandığıma inandıramazdı  beni. Çünkü kalbim hala kıpır kıpır...Tamam, yetmiş yıldır durmadan çalışıyor, emekliliğine sayılı günler kaldı belki ama hiç durmayacakmış gibi çarpmaya devam ediyor işte. Kısacası, kalbim tenim gibi henüz ihanet etmedi bana. Tabii bunun bir nedeni var...
Evet sevgili, zaman çabuk geçiyor değil mi? Hatırlıyor musun, yıllar önce demiştim ki, "seni asla unutmayacağım, hiçbir an sevmekten vazgeçmeyeceğim." Bu sözlerim karşısında şaşırmış, daha çok inandırıcılıktan uzak bulmuştun. Ve o günden sonra kim bilir kaç kez sonbahar kışa, kış ilkbahara, ilkbahar yaza, yaz sonbahara kavuşmaya çalıştı, bıkmadan usanmadan, olmadı, ama  yine de hiçbiri vazgeçmedi, umudundan bir şey kaybetmedi. Tıpkı benim gibi.
Keşke şu an karşımda olsaydın; kırışmış ellerimi narin ellerinle sararak, "beni hala seviyor musun? " diye sorabilseydin. (Farkındayım, ellerim titriyor, ama inan yaşlılıktan değil, senin eskimeyen güzelliğin ellerimi titreten.)  Belki aklımdan, yüreğimden geçenleri anlatmakta   sözlerim aciz kalabilir, o an gözlerime bak olur mu, onlar sana tam olarak tercüme edecektir, söylemek istediklerimi. Peki, "seni ilk günkü kadar çok seviyorum hala" dediğimde, telaşlanır, gözlerin dolar mıydı, bir kez olsun...
Henüz genç olduğumuz günlerdi. Cadde de karşılaşmıştık da, üzerinde bahar çiçekleri ile süslü elbisen ve turunç kokan teninle, güzel yüzünde utangaç bir ifade, gülümseyerek  akıp gitmiştin yanımdan. Bir daha o kadar yakından göremedik birbirimizi. O birkaç saniye içinde içime çektiğim kokunu hala duyuyorum. O anı tekrar yaşamak için az sonra ölmeye hazırım biliyor musun? Yine inanmadın değil mi? Bunca yıl seni hiç yanılttım mı? Ölümden korkarım elbette, ama seni sevmekten korktuğum kadar ancak.
..



