Kızgın rüzgârlar esti o kızıl dudaklardan,
Titredi, ona doğru savruldu dudaklarım.
Kollarımda süzüldü, bin nazla, bin işveyle,
İpek tenin tuzuyla kavruldu dudaklarım...
Baharın coşkusuyla, açılmış çiçek gibi,
Öpülmeyi bekleyen masum bir bebek gibi,
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan