Zz 0043 / Şafaklara Astılar / Zalim Yâr

Onur Bilge
1710

ŞİİR


44

TAKİPÇİ

Zz 0043 / Şafaklara Astılar / Zalim Yâr

ŞAFAKLARA ASTILAR

"Tuttular bir gece yarısı
Sabahlara kadar sorguladılar,
Kulaklarımda yankılanan türkülerle
Bir ayrılığa mahkûm edip sevdamı
Şafaklara astılar..."

Turgut UZDU

ZALİM YÂR

Benim sevmekten başka hiçbir suçum olmadı. Suçladı beni zalim, hem de sorguya çekti. Ne kadar anlatmaya çalıştıysam duymadı. Dinlemek istemedi, biriktirdiklerimi. Öyle bir kara sevda ki asla anlatamam! Dert yapıştı yakama, bir türlü bırakmadı. Ta sabahlara kadar yakamdan hiç düşmedi. Bir lahza durdurtmadı, bir lahza uyutmadı. Gözümü kırptırtmadı, bir saniyeliğine! Bu ne azap, Ya Rabbi! Bu nasıl bir işkence! .. Rahat huzur kalmadı, bana gündüz ve gece…

Yalnız bıraktı beni, baş başa türkülerle… Onlar dedi, dinledim, o duymak istemedi. Ben dedim, dinlemedi, dinlemek istemedi. Dedi benim yerime, diyemediklerimi. “Sevda…” dedi türlüler, “Aşk aşk…” dedi şarkılar. “Sevgi muhabbet…” dedi, “Yakınlık, ilgi…” dedi. “Vuslat…” demediler hiç, hiçbiri hiç nedense. “Vuslat…” hiç demediler. “Bekleyişler…” dediler, “Ağlayışlar… Yalvarışlar... Aldanışlar…”

Az dedi tüm diyenler, çok dedi, pek çok dedi. Yağmur dedi yaş dedi, dur biraz yavaş dedi. Yârin gözleri ela, derdi başıma bela… Kara kaş kıvrık kirpik, gül yanak, kiraz dudak… Servi boylu sunadır, güzel huylu değildir. Hem huyludur, hem huysuz! Hem nurludur, hem nursuz. Yar ne kadar huzursuz! Hiç kavuşmak demedi ve hiç vuslat demedi. Ah lime lime etti, kevgirlerden geçirdi! Değirmende öğüttü, eleklerden eledi… Gelmedi yâr bir türlü, bana da gel demedi. Bir sabit ayrılığa zincirledi o beni. Şafakları bekletti, seheri ezberletti.

Heceleri bekletti, geceleri belletti… Gecelerde atacak şafakları bekletti. Ah neler etti o zalim neler etti! Hiçbir şeycik etmemiş gibi çekip de gitti! Çekip de gitti! ..

Kime desem sevdamı? Aşkımı kime desem? Kim dinler ki garibi! Derdi kime söylesem?

Günlerce durmadı yaş, geceler boyu aktı. Denizleri doldurdu, deryalara doluştu. “Biraz mutluluk…” dedim, gözyaşları boşandı! Biraz mutluluk için ağlamak mı lazımdı?

Zindana koydu beni, kattı karanlıklara. Zifiri gecelere, dil dönmez hecelere… Gömdü bilmecelere… Ah ki ah, nerelere! Vah ki vah, nerelere! Tarayıp karanlığı, hiçbir ışık yakmadan, el yordamıyla tutup çıkardı sabahlara. Kurulan hayalleri, beslenen ümitleri, çıkarıp gecelerin ta en sonuna koydu. Ta gün doğumlarına… Doğmayacak güneşin doğmaz umutlarına… Kararan gecelerin en son boğumlarına… Batmayacak güneşe koydu zalim yâr beni. Atmayan şafaklara… Beni o şafaklara astı hiç acımadan.

İtirazsız temyizsiz idam karar verdi! Sadece sevmiştim ben, başka ne suçum vardı? Masumdu dilim, sustu. Susmak bana mahsustu. Sustu hazin yüreğim, gönlümse susmuyordu. Aşkı ve heyecanı, arzularımı attı. Attı ta uzaklara, ta şafaklara zalim! Gecelerin sonuna… Gecenin en sonuna… Hiçbir şey diyemedim, boyun büktüm ben ona..

Nasıl düştü gönlüme! Kapladı benliğimi! Ben nerden bilecektim, bunca seveceğimi! Nasıl ümitlendirdi beni mahzun bakışlar! Zaman zaman utangaç, zaman zaman aşk dolu… Anlatıyordu aşkı, utangaç bakışlarım. Anlatıyordu aşkı hem de açıkçasına. Hüzünlü kirpiklerim yaşlarla doluyordu. Sabahlar oluyordu, aşkıyla perperişan… Kirpiklerimden tutup çekti ta sabahlara. Ta sabahlara kadar kırpmadım gözlerimi.

Zaman zaman tebessüm ettirdi, yalan değil. Zaman dururdu sanki, vakitse hep ilkbahar… Kalmazdı umutsuzluk, kalmazdı yalnızlıklar. Nasıl sükûn bulurdum, nasıl derin bir huzur… Ne sükûnet bıraktı, ne bir parça huzur… Sabah da oldu ben de… Zerre uyku tutmadı. Şafaklara uzattı kararan geceleri. Yüreğimde bıraktı aşk dolu heceleri… Beni şafağa astı. Beni şafakta astı.

Güneş doğmuş doğmamış, umurumda değil artık. Ya da batmış batmamış hiç umurumda değil. İsterse akşam olsun, isterse şafak söksün. Doğan güneşle aydın olmazsa ruhun içi… Bir türlü doğmuyorsa o vuslatın güneşi… Beklenen hiçbir sabah bana onu vermiyor.

Bu yılan hikâyesi böyle uzadı gitti. Ne küçük bir mutluluk ne de ümit getirdi. Çok şey istememiştim. Beklememiştim ondan. Her yeni gün bir ümit olmadı ki hiç bana! Yalnızlığıma çözüm olmadı hiçbir günüm. Çarpmadı yüreğimin üstünde başka yürek. Bir ömür geçip gitti, hep böyle bekleyerek…

Mezar oldu şafaklar, seherler mezar bana… Yâr yüreğimden vurdu! Umutları da vurdu. Cümle ümitlerimle gömdü beni içine.

Şafağa astı beni. Beni şafakta astı.

Onur BİLGE
ŞİİR FISILTILARI - 0043

Onur Bilge
Kayıt Tarihi : 14.3.2017 11:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Onur Bilge