karanlık,
en koyu rengini
zindanlara vurur sevdiğim.
ve benim,
kapkara duvarlarımın arasından
gelir sana,
kimi beyaz, kimi siyah
kimi çılgın, kimi normal
kimi dahi, delirmiş kimi,
kimi çirkin, kimi güzel.
insanız;
doğduğumuz günden beri
nedendir hep gün sayışımız?
bilmeyiz;
neyin zamanını doldurur,
yaşlandıkça ruhumuz.
yokluğunda,
inzivaya çekilmiş
günahkârlar gibiydi
kenetlenmiş ellerim.
suçlarıysa
şiirler yazmaktı;
takınır rüzgâr başına,
tüllerini perdenin,
mil çekilmiş pencereler,
hünerine alkış tutar.
topal, kör bir karanlık,
ufuktan seker gelir,
ben hiç ninni dinlememiş,
kurşun sesine aşina
çocukların ahıyım
heyhat!
ancak kana bulanmış
gömleğim anlatır görünce
beden bütün,
duygular paramparça.
akıl dediğin
benden çok uzaklarda.
ne yokluk
dün düşümde, gördüm seni.
gözlerime gülüyordun.
bir hasretlik, sardı beni
yokluğunda, bitiyordum.
sen de gitme, gel de etme.
toprak alırken
koynuna yağmurları,
ben küllerimden
yepyeni bir ben olurum.
sen siyah beyaz bir filmdeki
tek renkli çiçek;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!