Yakından tanığım aşk denen şeye
Ademle Havva dan çıkıp da geldi
Alem-i şumul da oldu terbiye
Fıtrat-ı alemden kopup da geldi
Tarihi asırlar önce yazıldı
Nur indi gökler den sadık kuluna,
Saf-i saf eyledi muştular beni,
Misk-i amber sindi canan gülüne,
Karanlık kuyuya astılar beni...
Zifiri siyahı kadehte içtim,
Üşüdü pembe süsüm kırağı pençesinde
Lebleri badem içi su sesi lehçesinde
Gülleri buket yapmış saklamış bohçasında
Uzaktasın nazlı yar uzat elin tutayım
Bülbül olup her seher pencerende öteyim
İsterlerse kelle, o benim işte
Sözüm sözdür ölçüm mizandır benim
Nasihatim dostça, sözüm kar deşce
Nizam-i bir hüküm cezam dır benim
İlim ve irfanla çıkmışım yola
MEZAR GİBİYİM...
Yaşayan ölüyüm ölmedim amma,
Sensizken bir garip mezar gibiyim
Çileyle yaşadım gülmedim amma
Eser'siz.!! Bir garip, yazar gibiyim
Sabreyle sultanım birgün gelirim,
Bu bahar gelmezsem gelecek bahar,
Her gün hayel eder hergün ölürüm,
Bu bahar gelmezsem gelecek bahar.
Bekle çiçeklerin moru derilsin,
İHTİRASIM KALBİME...
Gönlümün sahilinde batmayan bir güneşsin
Çöle benzer bedende kor olan bir ateşsin
Ruhumda ki aynalar çekilin ışık sızsın
kapatın perdeleri güneş bile vurmasın
Seneler mi bir garip mevsimler mi saklanmış,
Kar mı yağdı başına zülfün neden aklanmış,
Deste,deste gam keder üst üste mi yüklenmiş,
Bu candan o canana uçsam mı uçmasam mı?
Çileli ömrüm vardı, sen geldin bahar oldu,
Gaip ten nesneler kapımı çaldı
Gözlerim gücendi göz yaşı saldı
Kısfen buharlaştı giz yarım kaldı
Meftunum sultanım mevtunum sana
Dönemem sözümden ar gelir bana
Derin bir nefes al, arkana yaslan
Geçmişe dalalım tut ellerimi
Hırçın olma gülüm birazcık uslan
Beraber içelim tut ellerimi
Saraylar kuralım hurisi sen ol
enfes bir şiirdi :)
aşkı suya yazan kaleme saygılar