Zihnin Şehvetli Yolculuğu Ve Virginia Wo ...

A. Esra Yalazan
198

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Bu sabah çiçeklerimi Mrs. Dalloway gibi kendim aldım.

Temiz ve aydınlık gökkubbenin altında bir bayram sabahını gülümseyerek karşılayan rengârenk çiçeklere baktım bir süre. Kaldırımdaki masalarda oturanlar yüzlerini güneşe çevirmiş ayçiçekleri gibi dingin ve mutlu görünüyorlar. Bir kadın köpeğinin başını şefkatle okşuyor. Bir başkası gözlerini sıkıca yummuş kocasını dinliyormuş taklidi yapıyor. Beyaz, ince, uzun bir yüzü var. Geleneksel bir bayram ziyareti yerine kim bilir nasıl bir günün hayalini kuruyor. Belki o sırada ailesinden, tanıdıklarından uzakta yabancı bir şehirde tek başına bir parkta oturup kitap okuyor ya da onu kışkırtan düşüncelerin heyecanıyla gün ortasında beyaz şarap içiyor. Kristal kadehi buğulanmış. Biraz sonra tanımadığı bir adam gelip masasına oturmak için müsaade isteyecek. Öyle susacaklar. Mesafeli bir suskunluk değil bu. Işıklar kırılıp güneş solduğunda üşüme hissiyle ürperecekler. Birkaç saat içinde neler olacağını hayal edip birbirlerine kaçamak ve biraz mahcup bakışlarla gülümsüyorlar. Ürkütücü bir an...

Yan masada oturan kadını izlerken onun zihninde uçuşan düşünce kırıntılarını tahayyül etmeye çalışıyorum. Gözlerini dünyaya kapatıp, o narin çenesini biraz yukarıya kaldırırken ruhunu şimdiki zamanın bilincinden kopardığında onun hayallerini en çıplak haliyle görebilmeyi istiyorum. Biraz evvel aldığım beyaz zambak demeti tembel bir kedi gibi masamda yatıyor. İçlerindeki tozsu tohumlara dokununca parmaklarım kırmızı oluyor. Onları temizlemeye çalışırken başka bir anı hatırlıyorum. On sene önceki utangaç yüzümü uzun bir vazoya zambakların vanilyamsı kokusunu içime çekebilmek için daldırmışım. Yanımdaki sakallı, kırmızı burnuma bakıp çocuk gibi gülüyor... O sırada garson salep fincanıyla yanıma gelip bayramımı kutluyor. Çapkın bakışlı sempatik bir çocuk. O anda onun zihninde uçuşanları da merak ediyorum. Üstü tarçın tozlarıyla kaplı koyu sütü karıştırırken büyük bir kara parçasından kopup küçük adacıklar gibi dağılan düşüncelerin benliğimizi nasıl oluşturduğunu ve bu kontrolsüz parçalanmaya nasıl tahammül edebildiğimizi düşünüyorum. Ve sabah uyanır uyanmaz aklıma gelen Mrs. Dalloway’in yaratıcısı Virginia Woolf’u hatırlıyorum. Eve dönüp sıradan bir kadının sıradan bir gününde zihninden geçenleri yazmak istiyorum ama onun gibi kurgulamadan, olduğu gibi...


Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta