Zihinsel analizler üstüne bir kaç söz

Ahmet Salı
22

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Zihinsel analizler üstüne bir kaç söz

’ YA HEP, YA HİÇ’’ genellemesinin kabul gördüğü an’lar; ya çok zorda kaldığımız, ya da yüksek risk almanın gerektiği an’lardır. Böylesi zamanlar yargıya varmanın saliselerle ölçüldüğü, ya da yüksek risk’in normallik kazandığı anlardır ki, akli yönelmelerden çok, içgüdüsel yönelmelere meşruluk kazandırır. Olağan üstü olarak isimlendirilen bir durumda varılan yargının zihinsel ve düşünsel dayanaklara ölçü yapılması,takdir edersiniz ki akletme sürecinin ölçüsü olmaz. Fikrin mantığını çözmek ya da anlamak bize SÖYLENENE SÖYLEYENDEN ÖNCE DEĞER VERMEK gibi bir haslet kazandıracaktır. Bizleri insan yapan özelliklerimizden biri de zihinsel yapılanmamız ve akla dayalı tecrübelerimizdir(olgunluk diyebiliriz) . Bu özellikler bize seçme ve ayrıştırma gibi yetiler sunar. Bu yetiler zihnimizde veya toplumsal oluşumlarda doğacak sorunların çözümlerinde de yol gösterici olacak kanaatindeyim. Temel dayanağı ne olursa olsun, düşünen ve fikir üreten insanların,gerçeğin özüne ulaşma gayretinden ortaya çıkan anlama değer vermek en azından akla saygıdır. Bu açıdan bakılınca fikre karşı fikir üretmek,insani bir değer olmuştur. Değerli üretimler bünyelerinde tenkid ve yorum taşıdıkları için akla dayalı tenkid ve yorum da bir değerdir. Doğruyu ve iyiyi aramak,insanoğlunun yaşamında takip ettiği çok derin bir iz’dir. Doğru ve iyi kavramlarını yaşatmak için insanoğlunun düşünsel ve fikirsel gayretleri, bu uğurda ki çatışma ve savaşları belleklerde sürekli iz bırakmış ve anlam kazanmıştır. Sorunları çözme gayreti acı bir reçete karşılığında da olsa sonuç yaratan zihinleri, sorunları sürüncemede bırakmak kangren olabilen zihinleri yaratmıştır. Bu açıdan bakıldığında sonuç üreten zihniyet daha adil ve daha insani bir eylemin takipçisidir, sonuca varmak için savaşı çözüm görse bile! .. Sözü uzattığımın farkındayım fakat, bakmak,görmek,anlamak ve fikirleri hayata geçirmek birbirine bağlı eylemlerdir. Bütün bu sayılanların değer olması, zihinsel özgürlüğün ‘’olmazsa olmaz’’ bir dayanak kabul edilmesiyle mümkündür. Bu dayanak vazgeçilmez değer olunca kişiliklerden önce, fikirler ve düşünceler tartıya konulacak, kişilikler, savunuların uygulanabilirlikleriyle ölçülecektir. Zihinlerin özgür olmadığı her yer, toplumsal nekrofilyanın yaşam alanı bulduğu yerlerdir, yaşamın değil, ölümün değer olması en belirgin özellikleridir. Bu yapılanma yaşamsal içgüdülerine değer kazandırmak ve oluşan rant’ın sömürüsünü devam ettirebilmek için, düşünce üretip,fikir ileri süren her insana kuşkucu ve ihanet dolu bir nazarla bakacaktır. Varlığıyla sorun olduğunu unutup, çözüm arayanlara dayatma uygulayarak bireysel ve toplumsal dengeleri bozacaktır. İleri görüşlü olmak ve izi takip edilebilir olmak yaşanan zamanın sorunlarına uygun çözümleri yaşama monte etmekle mümkündür. İnsanın sözel nitelendirmelerle kendini vasıflandırması, insani değer yargılarına uygun eylemler üretmemesi ancak populist yaklaşımlar ve vehimler üretmesine olanak sağlayacak, takipçi değil, taklitçi olarak anılmasını kolaylaştıracaktır.
KISACA ÖZETLERSEK;
İnsan olgusundaki düşünsel üretimleri değer olarak görmek, insan vicdanında adalet(kendinle barışık olma hali) olgusunu harekete geçireceğini, zihinsellik-bedensellik dengesini kuracağını,denge unsurunu dayanak yapan insanın toplumda da,tabiatta da dengeyi gözeteceğini, zihinsel üretim gayretini insanı tanrılaştırmanın önüne geçirip, özeleştiriye prim vereceğine inanıyorum. Dengeleri bozan kendini bozar, kendini bozan toplumu bozar, toplumu bozan da tabiatı bozar. Her bozuluş en az bir doğru veya iyinin yok edilmesine zemin hazırlar. Bozuluşu değer yapanların, yokoluşları kader değil, hak ettikleri bir sonuçtur.
Selam ve saygılarımla..

Ahmet Salı
Kayıt Tarihi : 23.6.2008 15:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Naime Özeren
    Naime Özeren

    İnsan olgusundaki düşünsel üretimleri değer olarak görmek, insan vicdanında adalet(kendinle barışık olma hali) olgusunu harekete geçireceğini, zihinsellik-bedensellik dengesini kuracağını,denge unsurunu dayanak yapan insanın toplumda da,tabiatta da dengeyi gözeteceğini, zihinsel üretim gayretini insanı tanrılaştırmanın önüne geçirip, özeleştiriye prim vereceğine inanıyorum. Dengeleri bozan kendini bozar, kendini bozan toplumu bozar, toplumu bozan da tabiatı bozar. Her bozuluş en az bir doğru veya iyinin yok edilmesine zemin hazırlar. Bozuluşu değer yapanların, yokoluşları kader değil, hak ettikleri bir sonuçtur.

    Zaten söylediği sözler insanın kişiliğine ayna tutmaz mı sizce? Ne kadar saklasa da bir yerden
    açık verecek, gerçek kimliği ortaya çıkacaktır.Bu değerli fikir yazınızı saygıyla alkışlıyorum.Tam puanımla listemde.Esen kalın.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Ahmet Salı