“Özgürlüğün Bedeli”
Özgürlük...
Dışarıdan şiir gibi görünür,
Ama içinde bin sancı taşır.
Herkes ister,
Ama kimse gerçekten dayanamaz.
Çünkü özgür olmak,
Bir nehrin yatağını reddetmesidir —
Kendini taştan taşa vurmaktır.
Bir dağın tepesinde,
Sadece rüzgârla konuşmayı öğrenmektir.
Ben öğrendim…
Kah sokak köşelerinde,
Kah kendi gölgemle kavga ederken.
Öğrendim ki dostum,
Kendin olmanın bedeli,
Çoğu zaman herkesin seni yanlış anlamasıdır.
Bir kalabalığa girdim,
Hepsi gülüyordu,
Ben sustum.
Çünkü gülüşlerin altında zincir sesleri duydum.
Bir aşka girdim,
O da beni sahiplenmek istedi.
Oysa ben bir kuştum,
Kafese övgüyle değil,
Kaçışla var olurdum.
Ah be dostum,
Ne çok şey istiyor insanlar:
Sadakat, itaat, düzen, huzur…
Ama hiçbiri ruhun nefesini sormuyor.
Oysa ben,
Bir sigaranın dumanında bile Tanrı’yı görebilen bir deliyim.
Yürüdüm...
Yağmurun, çamurun, yalnızlığın içinden.
Bir cebimde umut, diğerinde küfür.
Bir elimde bira, bir elimde dua.
İkisi de aynı Tanrı’ya gidiyor aslında —
Biri yakarak, biri arayarak.
Bazen gecenin ortasında bir şarkı çalar,
Yüreğime iner o ses,
Ve ben içimden “evet” derim,
“İşte bu hayat!”
Ne süs, ne maske, ne oyun.
Sadece saf, ilkel, çıplak varoluş.
Özgürlüğün bedeli var elbet:
Kimi zaman dostsuzluk,
Kimi zaman uykusuzluk,
Kimi zaman bir sokak lambasının altında
kendine sarılmak…
Ama bedelini ödeyen bilir,
hiçbir zincirin dayanamayacağı bir hafifliktir sonunda.
Ben çok öldüm,
Ama hiçbir mezar taşım olmadı.
Çünkü ben toprağa değil, göğe gömüldüm.
Ruhum hep yürüdü,
Bir şehirden diğerine,
Bir kadından diğerine,
Bir şiirden diğerine…
Ve her defasında
kendime biraz daha yaklaştım.
Şimdi bazen biri sorar:
“Neden böyle yaşıyorsun?”
Cevap vermem.
Çünkü bunu kelimeler taşıyamaz.
Ama içimden bir ses fısıldar:
“Çünkü sen, doğarken zincirsiz doğdun.”
Evet, özgürüm.
Ama özgürlük de bir yalnızlıktır.
Kimse seninle gelmez o son kapıya kadar.
Çünkü orada ne para, ne isim, ne aşk kalır;
sadece sen ve çıplak ruhun kalırsın.
Ve işte o an,
Rüzgâr bir dua gibi geçer içinden.
Gözlerini kaparsın,
Ne geçmişin kalır, ne yarının.
Bir tek şimdi,
Bir tek sen,
Bir tek hayatın çırılçıplak gerçeği...
Ve o an,
tüm acılarına rağmen,
gülümseyebilirsin.
Çünkü anlarsın:
Özgürlüğün bedeli yalnızlıksa,
ben o bedeli sonsuza dek öderim.
Özgen Öz
Kayıt Tarihi : 15.10.2025 00:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!