Zevzeğin Miracı Şiiri - Dünya Yükünün Ha ...

Dünya Yükünün Hamalı
398

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Zevzeğin Miracı

Mi‘râcî Bir İç Yolculuk

1. YER YATAĞI — “Nefs-i Emmâre: Başlangıç Noktası”

Bir köşeye serilmiş eski bir yatak...
Tozlu, ağır, pencereden uzak.
Orada başlar yolculuk.
Zira Mi‘rac, göğe değil yere düşüşle başlar.
Nefis yatağında kıvranan kişi, henüz varlığın yükünü taşımaktadır.
Bu, benlik çığlıklarının yankılandığı bir mağaradır.
İlk durak: Kendine karşı çıkış.

2. KOLTUKLAR — “Nefs-i Levvâme: Hatıralar Meclisi”

Odada izlenen koltuklar, eski zamandan kalma gölgeler gibidir.
Bir meclis kurulur zihninde:
Oturur çocukluğun, karşısına geçer gençliğin; bir köşede susturulmuş hakikat,
diğer köşede aldatılmış masumiyet...
İç yargıç gelir, kurar mahkemesini.
“Kendine kaç yıl haksızlık ettin ey insan?”
Bu durakta pişmanlık ilk kez içe düşer.
Yolcu, geçmişiyle yüzleşir ama hâlâ oradadır: koltukta değil, yerde.

3. TAVAN — “Nefs-i Mülhime: Semaya İlk Bakış”

Tavan, gözün her bakışta çarptığı sınırsızlık hayalidir.
Henüz ulaşılmazdır, ama yukarı bakmak başlı başına bir duadır.
Tavan; kalbin uyanışını simgeler.
Göz, ilk kez iç göz olur.
Işık çatlaklardan süzülürken şöyle der iç ses:
“Yukarıda bir şey var. Ama oraya ben böyle çıkamam.”
Burada ilham başlar, ama hâlâ eylem yoktur.
Bu bir uyanma evresidir.

4. PENCERE — “Nefs-i Mutmainne: Kalbin Gözü Açılıyor”

Pencere, ışığın geldiği yerdir.
Ama yolcu pencereden uzaktır.
Yaklaşmak için ayağa kalkmalı, karanlık köşesinden vazgeçmelidir.
Pencereye yürümek: benlikten hicrettir.
Kalp, artık kendini değil Hakk’ı görmek ister.
Ve bir nida gelir içten:
“Ey itminana ermiş nefs, dön Rabbine.”
Pencere açıldığında artık dışarısı içeridir.
Hakikat içe sızar, yolcu artık bir içliğe dönüşür.

5. PERDE — “Nefs-i Râzıye: Teslimiyetin Eşiği”

Perde, nefsin son bahanesidir.
Işık görünür ama ulaşılmaz kılınır.
Burada ruh, teslimiyeti öğrenir.
Kendi gözünü kendi bağladığını fark eder:
“Hakikat örtülü değilmiş, örten bendim.”
Perde çekildiğinde yolcu içinden geçer.
Burası sabır durağıdır.
Razı olmayı öğrenen nefs, artık savaşmaz; bekler.

6. AYNADAKİ YÜZ — “Nefs-i Mardiyye: Güzelleşen Çehre”

Bir an olur, camda kendi suretini görür.
Ama bu bildiği bir yüz değildir.
Gözleri başka bakar, teni başka soluk alır.
O artık kendi olmaktan çıkar, Rabbinin rızasını taşıyan bir vücut olur.
“Ben kimim?” sorusu artık “Ben kim için varım?” olur.
Bu bir vuslat kokusudur.

7. KAPI — “Nefs-i Sâfiye: Mi‘racın Gerçekleştiği An”

Kapı görünmezdi, şimdi görünür.
Tavan sema olur, duvarlar semt-i yâr.
Kapıdan geçtiğinde, ne koltuk kalır, ne yatak, ne gölge.
Artık o bir odada değildir.
Artık o bir kendilikte değildir.
O şimdi yoklukla yoğrulmuş bir varlıktır.
Ve mi’rac gerçekleşir:
“Kul Rabbine, Rabb Kuluna yakın olur.”

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 28.7.2025 13:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!