Ben kelimelere tutunarak yürüyen bir şairim. Hayatın en keskin acılarını, en kırılgan sevinçlerini, kaybolmuşlukla yoğrulmuş arayışları şiirin diliyle anlamaya ve anlatmaya çalışan bir yolcuyum. Şiir benim için bir teselli değil; bir hesaplaşma, bir direniş ve bazen bir secde hâlidir.
Şiirlerim, iç dünyamla dış dünyanın çatıştığı yerlerde doğar. Yalnızlığın, aşkın, inancın ve ölümün içinden geçerek kurduğum her dize, bir yolculuğun izini taşır. Benim şiirim; hem sokakta üşüyen bir çocukta, hem çölde susuz kalmış bir âşıkta, hem de bir harab ...
Kan bulaşmış önlüğüme
Adını büyük harflerle yazdım günlüğüme
Hiçbir an şahit olunmamıştır güldüğüme
Şahit olacaksınız güldüğüme,öldüğümde
Gülmek için tek bir sebeb sunulmadı bana
Sevdiğimi anlatırken
kendimi sınırla terbiye edemem;
bir heceye, bir uyağa
nasıl anlatılır aşkın
ta derininden yükselen yangını?
Kalbimin dili,
bir apartman aralığında doğdum ben,
tenhalığı duvar gibi ördüler üstüme
annemin sesiyle konuşmayı öğrendim
ama hiçbir harf gürültüye alışmadı
bilmezsin sen,
Bugün Eylül’ün biri
Cinayet işliyor bir yerlerde biri
Son saatleri işliyor bir ölünün...
Bir kadın — anne
Bir adam — baba
oluyor.
Geliyor beklenen, anlatılan,
Asırlarca hasretle anılan.
Gecelerin bağrında gizli bir nûr,
Yankılanıyor semâda ezelî bir huzur.
bir kitap ayracıydım senin hayatında —
sayfa 37’de unuttuğun,
yarısı çay lekesi, yarısı dua.
beni en çok da unutuluşun biçimi yordu:
adını andıkça eksildim,
bir divit ucu gibi —
mahcubum mahbubum —
bir zarftan fırladım,
mühürsüz, adresi silinmiş bir hicran gibiyim.
rüyanın en kırılgan yerinde
tenha bir salâtın sesinde unutuldum.
Daralıyor göğüs kafesim
Almak istemiyorum sensiz bu mahpusta nefesi
Kısılıyor sesim—
konuşsam yankısı ben, sustukça içim sen
her şey biraz susmak ve biraz ölmek gibi.
Bana yalnızlığı öğreten muazzam muallim,
Elbet hayra vesiledir bu halim.
Öğrettin bana susmayı, içime çekilmeyi,
Her harfi bir ömür gibi tartarak söylemeyi.
Sana yürüdüğüm sokaklar rah-ı muhabbettir,
Gözlerinde aşkın şarabını içtim yudum yudum,
İşgal ediliyordu yurdum.
Ben sana güvenip gözlerimi yumdum,
Ellerin saçlarımda, başım dizinde uyurdum.
Bütün büyük aşklar unutuldu,
Çünkü sana olan aşkımı duyurdum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!