Hani bir belirsizlik vardır ruhunda
Hani anlam veremediğin bir yürek sıkışması
Pusarık günlerde sebepsiz.
Yerinde duramazsın kıpır kıpır
Ne yapacağını kimi arayacağını şaşarsın
Karşılaştığımız gün vardı ya hani o ilk gün
Körkütük olduğum gözbebeklerinde
Bir ömür bırakmam gel der gibiydi
Eriten gülüşün, sıcak ellerin
Dur dinlen dedim, dinlemedi kalbim
Aşk yeniden aşk yine seninle
Deniz kokusunu özledim, yıldızlar teninde
Özledim seni, gece mavisinde
Masalsı düşler kurarım evrenle kucaklaşırken
Bir peri kızı konar usulca yüreğime
Ressam olur gemiler çizerim semalara
Şair olurum kelebek kanadında
Pembeler soyunurum
Arılar, kelebekler, cırcır böcekleri
İlhamıydı
Serveti yanık yanık inleyen kavalının
Dağlardan yankılanan sesi
Koyulaştırır girift yalnızlığını
Sürünün alkış tutan sessizliği
Silinmez hayalin seneler geçse de
Düşmezsin dilimden seneler geçse de
Seneler geçse de gönlümün piri
Dudağımda busen yakıyor hala
Beyhude geçti zaman aklım firari
Oynadığın oyunun kuralları çok ağırdır, yüreğini hakem tuttuysan.
31 Mart 2006
Sıcak bir yaz akşamı
Sessizliğini dinliyorum şehrin
Sen, yoksun
Haydi gel desem
Gel desem duyar mısın sesimi
Hüzünbaz bir gece daha çaldı penceremi
İlk kayan yıldız perdeyi açtı
Gecenin etekleri merdivenini kurdu
Orkestra hazırdı
Ay mızrabını vurdu
Yüreğimdeki turnalar havalandı
Gün mü doğdu ne?
Peki bu kurşuni karanlık niye?
Haydi vur zincirlere beni
Güneşin doruğa ulaştığı anda
Yakamaz bedenimi yüreğimin yaktığı gibi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!