DOĞDU-YAŞIYOR VE ÖLECEK...
Bir deftere sığmaz elbet
Ne yaşananlar ne yaşanacaklar...
Sadece işlerini taşır
Kişilerin işlerini...
Derin yaralara tuz basar
Küllerinden yeniden doğar insan
Saçların bahar dalları
Gözlerin açmış zerdali
Kirpiklerin ok misali
Hadicelerin en güzeli...
Ceylan gibi hep sekersin
Ruhumun derinliklerine bir hasret işlemiş ki
Yar eli değse de sineye bu bedene vuslat yok
Kirpiklerden damlayan yaş,
İstemeyen bir gönül çelişki
Bu senede kavuşmak yok ey can, vuslat yok
HERKESE VE HİÇ KİMSEYE
Sana bakınca
Bir hikaye dökülür kalemimden
Bahar çiçeğe,
Yazlar meyveye durur
Kaç ömür biçmiştim sana
Küçüktü ellerin
Gözlerin
Yüreğin
Tek tek dokundum onlara
Kokladım seni,
Bu kez kalbiyle okuyordu satırları
Okumak zihin işiydi oysa
Farklı bir mürekkep farklı bir hokka
Okudukça düşünüyordu
Aşkı, kederi, kaderi, yaşamı,
Ey karanlıklar aydınlatan Zât !
Daha yüce misal yaratmamış Hâk.
Gönlüm çağdaşındır mücrim muhakkak,
Süt kardeşin değil Şeyma olarak,
Kızın değil lakin Zehra olarak.
Yarab! Bizi haşret ümmet olarak...
BANA BAHARLARDA GELDİN SEN
YÜREĞİMDE HER GÜN BİR ÇİÇEK
PAPATYA BAHARI GETİRDİN BİR TEK
SEVİYORSUN, SEVMİYORSUN,
SEVİYORSUN SEVMİYORSUN,
SEVİYORSUN, SEVMİYORSUN...
İçimi yakan bir sızı inceden ince
Haddi belli olmaz gece sarınca
Leyla hastalığı derler garip sevince
Garip selvi boyluya kül olmak ister
Bu gün ilk defa
Biri için ağladım
Bu gün ilk defa, senin için
Sahip olamadım gözyaşlarıma
Sendin o gözümden süzülüp akan
Bu gün seninle ıslandı yanaklarım
her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela