DOĞDU-YAŞIYOR VE ÖLECEK...
Hiçbir ihtimalde yoktun,
Ama en derin aklımdaydın.
Güneş battı gözlerimde,
Oysa seni her batışta
Yeniden yaktım içimde.
Yüzün hayli yorgun
Tokadını yemiş sanki yılların
Bilirim her kırışığında
Kaç gözyaşı sakladığını
Bitmek bilmez gece saçında
Kaç yıldız taşıdığını
Ben isterdim ki evimin manzarası
Bir sen olasın, bir de gözünün karası
Ufuklar kıskansın her bakışımızı,
Zamana söz geçirelim sessiz ve yavaş
İsterdim ki yüreğimde her gün
I. Ümit: Hicranın İzinde
Bir yanda ümit, bir yanda mahrumiyet,
Sîneme mahfuz, huzur ile hüzün iç içe…
Gözlerimde gizli bir damla yaş,
Sükûtun içinde, derûnî ve ince.
Yürekte ağır bir külçe
Özlemek sevmekten daha sahici
Bir kere duysam
Sarılıp öpeceğim sesini
Bir kere görsem açılır gözüm
Çözülür bağı dizimin
Uzun uzun daldığım o kısa anda
Sen varsın leyligül rüzgarın geldi
Toprağa dokundum içime çektim
Kokun üstündeydi topla leyligül
Acıların üstesinden geçersin ama
Yeter aldatıldın ipe un serdin
Korkunç bir umut dizlerimde, yolsuz
Kalbimde bir öykü, sessiz sedasız
Gözlerinin kıyısında yitirken seni
Hiç tanımadığım seninle
Tanıştırdım kendimi
Ey kan kokan toprak ve zeytin ağacı,
Bir yetimin gözünde doğarken seher yıldızı.
Taş duvarlar sarsılırken annelerin yüreğinde
Şehitlerin adını fısıldar Kudüs’ün rüzgârı.
Gül dalına kan damladı, sustu dünyalar,
Yüreğinize sağlık ...