Dokunma bana dokunma,
Yeniden tuz basma kanayan yarama,
Bakma gözlerime yine yakma canımı,
Hıçkırıklara boğma yeniden…
Dokunma bana dokunma,
Giderim buralardan,
Giderim bir gece vakti,
Beni memleket hasreti sarsa da
Yine giderim.
Yıldızlar sönmeden,
Gidişinin dördüncü yılı,
Zaman ne çabuk geçiyor gözüm,
Günler su gibi akıp gidiyor,
Ama gel de sen bana sor,
Ne çektiğimi bir de bana sor.
Seni kim alır benden,
Hangi el ayırır bizi.
Kimin gücü yeter,
Kim durdurabilir bizi.
Kim susturabilir türkümüzü,
Kaybetmek, kalp kırmak o kadar kolay ki,
Ama kazanmak bir o kadar zor,
kırılan bir kalbi, bir cam misali.
Yapıştırsan da düzen tutmaz bir daha,
Benim gibi, Savrulur dört bir yana.
Seni tanımadan önce o kadar mutluydum ki,
İçim rahat kafam sakindi ama şimdi o kadar karışık ki.
Elimin altında olan her şeyi bir bir kaybetmeye başladım,
Mutluluğu, huzuru, kendimi her şeyi kaybetmeye başladım.
Seni tanıdıktan sonra önce mutluluğu ve huzurumu kaybettim,
Günlerdir ne aradın ne sordun,
Sana gönlümü boş yere kaptırdım,
Beni seviyor sanmıştım, inandım inandırdın,
Acıyla hüsrana uğradım umudum kırıldı.
Ne kadar vefasız taş kalpliymişsin,
Her şey senin içindi,
Şiirlerim şarkılarım,
Dualarımda, duygularımda,
Rüyalarımda hep sen vardın,
Ben seni çok sevmiştim.
Biz ayrı dünyaların insanlarıyız,
Ne sen beni seversin ne de ben
Sana kavuşabilirim.
Seni nasıl seni nasıl sevdim,
Uğruna canımı gençliğimi verdim,
Sen beni hiç sevmedin ki.
Yüreğimdeki yıldızlar birer birer,
Kayıp sönüyor,
Hepsi tek tek bırakıp gidiyor,
Hayatıma ne insanlar girdi, ne arkadaşlar
Tanıdım şu yalancı dünyada.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!