"ağzı yosun kokan pencerelerden,
deniz tuzuna bulanmış sabahları uyanırdık,
ekmek, çay derdi olmadan,
bulut yer, gökyüzü içer, öyle doyardık,
senin ellerin üşürdü, benim ayaklarım,
senin eldivenlerin üşürdü, benim çoraplarım,
bir hasret ki sorma,
yanımda olsan dokunman bile sana,
seni özlemeye giderim yeniden,
ben en çok seni değil,
seni özlemeyi severim.
hep, gitmek gelmiştir, gelmeyişlere
gelmeyişler, gitmeyince, gitmek gelir
hep gitmek gelir, gelmeyişlere,
gelmeyişler gitmez, bekleyişlere.
saçakları olmayan bir evin,
duvarının dibine sinmiş,
ıslak bir sokak çocuğudur yalnızlık."
tohum vardı, toprak vardı,
ben onu gözümle diktim,
böcekler, karıncalar, yemesin diye,
götüm dışarıda, kafam toprağın altında,
büyümesini bekledim,
dilimi, damağımı kuruttum,
sevgilerim kırıldı, sizi, sargıyla selamlıyorum demiştim,
sargılarım çözüldü, sizi, vargıyla kelamlıyorum,
bir övünç tablosunun, en renkli boyaları olmasada sövgülerim,
somut çalışıyorum geçmişinize,
fırçaya gerek yok, parmak darbeleri kafi,
bir öpüşlük canların, bir gülümlük çiçeklerin,
gönüllü tayyaresiyim gök yüzünün,
sevdim seni, kanatlarımın altına can diye,
gözler görüyorum, gül yüzüne kara gölge,
gönüller görüyorum, cennet gönlüne kilitli pencere,
sana okşatmak yaraşır saçlarını,
hoyratlığının içinde ki şefkatine rüzgarın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!