Vur sirtina, vur sirtina
Dostun oldum vur sirtina
Madem ki ben kaldiramam
Derdimi al vur sirtina
Duman kalir, duman kalir
İçerden çıkacak birazdan adam
Yılların tortusu çökmüş yüzüne
Alnını güneşe serecek adam
Uykusuz ranzalar suskun voltalar
Geride kalacak ve ah hüzünle
Bir gül gibi savrulup gülecek adam
Vuruldu bir uçurum derinliğinde
Yaylada bir seherin serinliğinde
Avcıdan yarasını gizlercesine
Çığlıgını gömerek devrildiginde
Vuruldu ciger parem kanlar içinde
Ne demeli şimdi
bir çiğdemin toprağı yırtışını seyredişim
göğe mi dokunmalı
ucuna mı körpe filizin
öyleyse karanlık sokaklarda koştuğumu düşün
ay yine bir kadın gibi sarkıyorken denize
Lele Kurban Ben Olayım
Ak Göğsünde Ben Olayım
Senin Yerin Sıcak Kalsın
Ah Yine Giden Ben Olayım
Lele Kurban Zor Gelir
Dağlar beni koy ver gidim yar ağlamasın
Dizin vurmasın
Doymadım ömrüme nasıl ölem yar ağlamasın
Gülüm solmasın
Yollar tuzak ben ne edim yar ağlamasın
Yürek yanmasın
Ödedim mi bedelini
Ödedim mi yaşamanın
Ayışığı oynaşırken
Yar elini okşamanın
Açtıysa menekşe bil ki
Ben çürümüş bir asayım
Zindanlara yol eyledi dert beni
Çarmıha gerilmiş bir İsa'yım
Çivilere zapteyledi dert beni
Pir sultanıda gördüm
Yıldızları senmi yaktın Mülayim
Ozanlara senmi kıydın Mülayim
Bir dikili ağacın bile olmadı
Herkes yedi senmi doydun Mülayim
Sert oldunda ne değişti Mülayim
Rüzgar eser çoban ateşleri
Dört bir yana serpişir
Yağmu ciser yıldızlar ıslanır
Hasret ile kıprışır
Dağlar küser tozlu yamacında
Yusuf Hayaloğlu
Tezgahtar Nebahat
O kır çiçekli bluzuyla,
Artık resim çektirmese de
Zaman herşeyi eskitti.
Duvardan söküp posteri,
Rüyasını sandığa kilitledi.
Derken, mahalleden biriyle
Heveslendi evlenmeye;
Hayırsız çıktı oğlan,
Zengin bir ...
Yusuf Hayaloğlu
Yağmur İçen Kız
O destursuz yağmur, taş gibi iniyordu,
O fütursuz cadde, pür-telaş deviniyordu.
Başını çevirip bakıyordu ara sıra
Hiçbir şey sormadan gidiyordum ardı sıra..
Saçlarını okşadım yavaşça ve teklifsizce..
Azıcık huylanmıştı, söyleme ...
Yusuf Hayaloğlu
Yağmur İçen Kız
O destursuz yağmur, taş gibi iniyordu,
O fütursuz cadde, pür-telaş deviniyordu.
Başını çevirip bakıyordu ara sıra
Hiçbir şey sormadan gidiyordum ardı sıra..
Saçlarını okşadım yavaşça ve teklifsizce..
Azıcık huylanmıştı, söyleme ...