Geçiyor günler hep beklemekle
İçindeki derdi saklamakla
Ara sıra umut yoklamakla
Bilmem bu gidiş nereye doğru?
Her gün yeni bir olay oyun
Sorma seni ne kadar sevdiğimi
Hesap kitap yapmayı bilmem ben
Anlamam cebirden
Sorma işte
Hesapsız seviyorum seni..
Ne gökyüzünde ki gezegen sayısını bilirim
Karanlıklarda kayboldum, ışığım yok
Olmazdı böyle yarim, sen olsaydın
Güldüğüm günler ne az ağladığım çok
Olmazdı böyle yarim sen olsaydın
Her günüm çözemediğim kördüğüm
Orası senin burası benim gezerdim
Dilime gelene cesurca der, yazardım
Zalimin kurduğu her oyunu bozardım
Ölmeden yerin altına koydular beni
Gençliğimin delişmen hınçır çağında
Bir türkü tutturduk şu ara dillere pelesenk
Kıymeti nedir dersen şu canımıza denk
Elimizden alanlara kalemlerle açtık cenk
Aldığım nefes yaşadığım hayattır özgürlük
Sabah ve akşam ufukta beliren şafaklarda
Atıp gittin beni bilinmez halden hale
Aldın mı? Söyle! bir kerecik kale
Yine çekip gittin bana kaldı ihale
Haklısın senin suçun yok hemi papatya
Demin haberde duydum soğukmuş oralar
Kara sular tepemden indi de yılmadım
Gittiğimiz hiçbir yerden geri kalmadım
Hayalini anmadan uykuya dalmadım
Sokak sokak, rüya rüya seni aradım
Baharın renk renk cıvıl cıvıl cümbüşünde
Aklımın karanlık köşelerinde
Havai fişekler patlar rengarenk
İçimin karamsar klişelerinde
Umut damıtılmış renk seni görmek
Güneştir gözlerinin parıltısı
Her zaman ve her fasılda
Subhane rabbiye'l ala
Secde et arza fısılda
Subhane rabbiye'l ala
Yer gök doğu batı ne der
Elleri demir karası
Tek derdi ekmek parası
Başka ne olsun çaresi
Teşekkür ederiz baba
Akşama dek çalışırsın



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!