YAZIVERİN AYNEN, KABİR TAŞIMA,
Yazık olur okuyanın gözyaşlarına,
Doğduğum anki feryadım devam etti amma
Tanrı ömür vermiş, gelebildim seksen yaşıma.
Dileğim o ki, insanlar gelip geçerken,
Çileli hayatın hiç kalır mı tadı?
Yegâne dayanak yine, sevginin adı.
Göğsüme olsaydın altın bir kafes,
Kapı karşı iki komşu birbirine yabancı.(Kadıköy-1997)
Ananeye uymuyor ki bu, geçekten çok acı.
Adını, sanını bilmiyorum, bu nasıl komşuluk?
, i lk okul üçteyiz, belli ki, küçük yaştayız,
Ölüm haberin köye gelmiş, kara yastayız.
Eğitmen, gözü yaşlı, konuştu, kalbimize kazındın;
Bu gün Dünya biliyor, şanla, tarihlere yazıldın.
Okudukça anladım, her şeyinle gerçeksin! ,
Varsa biraz sevgin ve de rikkâtin,
Perişan halimi görür, biraz dikkatin.
Avunmak istemiştim, fakat firkatin,
Ağzın torba değil ki büzesin!
Sözün yoğurt değil ki süzesin!
Seni anlamak mümkün değil ey kadın!
Çifte villâ gördüm bir tepenin üstünde,
İkiz tepe gibi sanki, ünlü VENÜS’ÜN büstünde.
TANRI özenmiş tabiatı, öyle güzel yaratmış.
Uzaktan seslendim, çınlasın kulağın,
Unuttum sanma sakın, kopmasın gönül bağın.
Hasret kaldım sana, sohbetine, sözüne,
Aylar var ki uyku girmez, mahzun gözüme.
Memurlar bekler oldu, OCAK ile TEMMUZ’U,
Enflasyon canavardır, bizler ise birer kuzu.
Ezilirken milyonlar, yıllarca, CANAVAR’IN altında
Delikanlı çağında şeytana uyma,
Kırk yılın sonunda pişmanlık duyma!
Her şeyin yok olup giderse, elini koynuna koyma,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!