Beş yüz elli yıl önce dayandın bu surlara.
Konstantin karşında tir tir titriyordu.
Aldırmadın Fatih’im aldırmadın kusurlara,
Peygamberin müjdelediği vakt-i zaman geliyordu.
Penceresinin yeşil perdeleri vardı.
O geçirdiğim günler hala aklımda.
Bir bakışıyla tüm kalbimi sardı,
Unutamadım onu hala saklımda.
19–09–2007
Şu sonbaharları sensiz yaşamak kadar,
Acıtmıyor hiçbir şey acıtmıyor canımı.
Gözlerimde ayrılık ateşinin harı var.
Yanıp kül etmekte acıyan sol yanımı.
01–11–2008
Yağmurlu camlardan gökyüzüne bakarken,
Hatıralara bir sır gibi saklanma gülüm.
Bir aşığın gözlerinden damla damla akarken
Bilirim ki gülüm senide bulur ölüm.
Sanırsın ki bu son cilvesidir kaderin,
Ölmüştüm ruhum ne kadar bahtiyardı.
Ölmüştüm bedenim ne kadar da ihtiyardı.
13-12-2010
Sensiz acıyla geçti koca bir ömür böyle
Sonuna geldim ömrün dönülmez bu duraktan
Canımı acıtsada ne olur birşeyler söyle
Güneş gibi uzaktan yıldız gibi uzaktan
15-02-2011
Duyguları baharda yaşadık.
Aşkları yazda,
Hislerimizi sonbaharda yaşadık.
Sevgiyi, özlemi ve ayrılığı kışta;
Biz neyi nerede yaşadık?
Nerelerde neleri bitirdik?
Turnalarla kanat açmış uçuyorken,
Yağmur olmuş damla damla düşüyorsun.
Karşımda ki bulutun üstünde sen,
Kardelen çiçeği gibi sevgili üşüyorsun.
Gece ayazı vurmuş titriyor ellerin.
Görürsün adımı bir gün mezarda,
Adım, soyadım, Fatiha ve iki tarih.
Kalbin gönüllerde beni arar da
Ölünce mi gülecek yüzüme talih
Vuslat mı gülüm bilmem ki ölüm?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!