Yeşil elbisesini henüz giymiş ağacın gölgesine sığındı. Gözlerini sonsuz ve berrak maviliklere dikti. Uzun zamandır bu iki kapılı handa yollar yürünmez, mekanlar barınılmaz olmuştu. İçinden kopan bir çığlık: “ Sana geliyorum, beni kabul et. Gönderme geri…” dercesine dudaklarına kondu.
Gözlerini sonsuz mavilikleri bir daha görmemek üzere sıkıca kapadı. Ötelerden gelen ezan sesi kulaklarından tüm hücrelerine doldu. Solukları yavaşladı,yüzü dinginleşti.Duası kabul olmuştu.Artık o ‘en büyük,en emin,en sevgili olana…Rabbe yürümüştü.’
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
estağfirullah...teşekkür ederim.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta