Sokaktaki vatandaşın cebinde taşıdığı para, artık eski gücünde değil.
Market rafları, her hafta değişen etiketlerle adeta zam günlüğü tutuyor.
Maaşlar artıyor, evet… Ama satın alma gücü, her zamanki gibi sessizce geriye gidiyor.
Bu sessizlik, aslında en büyük çığlık. Çünkü yoksullaşma, gürültü koparmadan gelir.
Ekonomi, yalnızca rakamların ve tabloların konusu değil; hayatın ta kendisi.
Bir annenin, çocuğuna istediği meyveyi alamaması…
Bir babanın, faturaları ödemek için fazla mesaiye kalması…
Bir gencin, hayallerini erteleyip yurt dışında daha ucuz bir yaşam peşine düşmesi…
İşte ekonominin gerçek yüzü burada gizli.
Bugün hâlâ "Ekonomi büyüyor" cümlesini duyuyoruz.
Oysa büyüyen ne?
Rakamlar mı, yoksa halkın borç defteri mi?
Büyüme, yalnızca yüzde ile ifade edilmez.
Büyüme; insanların daha huzurlu, daha umutlu, daha güçlü hissettiği bir tabloyla ölçülür.
Ekonomi yönetimi, sadece döviz kuruna ve faiz oranına bakarak yapılamaz.
Asıl mesele, sofraya konan ekmeğin küçülmemesi, gençlerin umudunun tükenmemesi.
Çünkü para, güven olmadan değer taşımaz.
Ve güven, şeffaflık ve adalet olmadan inşa edilemez.
Bugün, ekonominin sessiz çığlığını duymak zorundayız.
Aksi takdirde yarın, bu sessizlik çok daha büyük fırtınalara dönüşebilir.
Kayıt Tarihi : 14.8.2025 00:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!