Kuşlarla çevreli bir akşamüstü. Kapı önüne gün
bakışlı kadınlar oturmuş, konuşuyorlar sessizce.
Sevda sözcükleri açık bırakılmış pencereden geçiyor.
Birkaçı göğe asılı çamaşırları topluyor. Biri
var, bekliyor beni. Yağmur yürüyüşlü biri. Kapı
eşiklerinde yüreği serçe. Odası yaz kokuyor. –
Ona bir sepet üzüm götürsem, sevinir mi dersin?
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
Devamını Oku
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.



