Sen miydin o, hayallerimi süsleyen yalnızlığım.
Dertlerimi, insan içine çıkarmakta zorlandığım,
Bir gece vakti, mehtapa adınla haykırdığım,
Sessiz gecelerde özleminle sarmıştım bedenimi,
Kavuşmak nedir bilmezdim, göremeyince gözlerini.
Sabahlar kadar uzak olsan da sevdiğim.
Dağlar hasretinden beyaza büründü.
Acıdan öte ince bir yol göründü.
Şu fani dünyada oldum yaşayan bir ölü.
Neden mısralarımda dolaşıyorsun,
Yoksa yalnızlık nedir, bilmiyor musun.
Gönlümün mezarlığı biraz kalabalık,
Söyle neden gitmiyorsun?
Kalbimin bir köşesinde saklanıyorsun.
Ölümden korkmalı bu denli,
Yaşamak için, acıları mı sevmeli.
Sığınacak bir limanı yoksa eğer,
Ölümden korkmalı bu denli,
Yaşamak için, acıları mı sevmeli.
Sığınacak bir limanı yoksa eğer,
Her şeye rağmen kabullenmeyi bilmeli.
Ölüm sahipsiz mi bu denli,
Lütfun, bende ki en büyük hatıran.
Anıların, umutlarımı yeniden yaşatan.
Yardan kalan acı ve yalnızlığı tattıran.
Karanlık yarınlarla, kaplanmış gökyüzü.
Ne dilim bağlanmış, ne ruhum daralmış.
Siyah yaşanmışlıklarla kaplanmış özü,
Ne sesim tükenmiş, ne de umutlarım ağlamış.
Nefretle bürünmüş, acımasız yüzü.
Sana gecenin karanlığında rastlasam.
Yalnızlığımı düşünsem, gözlerine baksam.
Habersiz olduğunu bile bile elimi uzatsam.
Yalnızlık korku veriyordu insana,
Bir aciz seni anıyordu ay ışığında.
Gözlerinde hüzün, kalbinde sevda,
Ölüyorken, gelmez oldun rüyalarına.
Ayrılık, umut veriyordu acılarıma.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!