YUNUS EMRE- I
Hak dostuydu âşık Yunus, başka bir sevgi bilmedi,
Hep ağladı Allah dedi, beyhude yere gülmedi.
Doğru yolu bulmak için gitti Taptuk kapısına,
Allah için feda olsun, dedi canım hepisine.
Taptuk Emre Dergâhında, yıllarca hizmet eyledi,
Yaradan için ağladı, yaradan için söyledi.
Dergâha odun çekerdi, eğri bir dal getirmedi,
'Bu dergâh doğru yeridir, eğriler giremez' derdi.
Allah âşkı taht kurmuştu, Yunus'un garib gönlüne,
Daima doğruyu söylerdi, kem söz almaz diline.
Nasihati kardeşlikti, kalp kırmamak ve hüşgörü,
Allah aşkıyla yanmıştı, kalmıştı kemikle deri.
Hep hakikati anlattı, aşk meyini içti yazdı,
'Nehy-i anil’münker' dedi, ağladı divâne gezdi.
Yaradılanı hoş gördü, gafil namına üzüldü,
Ömrünce hep çile çekti, gözünden yaşlar döküldü.
Hakk'a kulluk durağında, tatlı candan geçti Yunus,
Taptuk Emre kapısında, ham idi de pişti Yunus.
Aşk Sultanı Mevlâna, Yunus'u her zaman övdü,
Sadece dostları değil, düşmanları dahi sevdi.
Fani dünyaya meyili, zerre kadar yoktu Onun,
Hak namına söylerdi, derdi gayet çoktu Onun.
Nefsi için istemezdi, cenneti âlâ köşkünü,
'Bana seni gerek' dedi, oldu muhabbet düşkünü.
Yunus miskin, Yunus âciz Yunus hep enginde idi,
Öyle basit değil Yunus, sahabi denginde idi.
Yunus böyle derviş idi, onu dil tarif edemez,
Hakk'ın Resulün izinden başka bir yola gidemez,
Bu dillerim aciz kaldı, gücü yetmez övem seni,
Özbek Ozan'dan 'fatiha' şâdeylesin duam seni.
Kayıt Tarihi : 21.12.2006 12:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!