Bingölün genç ilçesinde doğdu. Ilk okulunu dilektaşı köyünde orta ve liseyi genç lisesinde okudu. Kamu yönetimi mezunu olup halen aktif ticaretle uğraşmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Kırılan dengemi nereden bulacağım
Kaybolan geçmişimi nasıl alacağım
Umut bağladıklarım bağlamadıklarımı
Söylermisin BABA nasıl tanıyacağım
Kırk fırın ekmek yedim senin helalinden
Kar yağardı sokaklarımıza kışı görürdük
Kedimiz yumakla oynardı sobayı tüttürürdük
İlk Bahar doğar, yazın yaşar, kışın ölürdük
Kapanan kapıyı açan komşumuzu görürdük.
Şem dağının karı erimez temmuza kadar
Murat suyu kan akar anneler evlatlarını sayıklar
Ovada kavalsız çoban ve çobansız sürüler
Kıraathanede kitapsız yazılar, süslü naralar.
Aşağı çarşı da samanlık ve hayvan barınağı
Evvel zamanda padişah ahmed diye biri vardı
Etrafında damadı ibrahim ve nedimleri hazırdı
Kimi def ile raks ederken gecenin derin anına
Kimi taht ve baht için gelen tehlikeden nizârdı
Savaş yok ganimet yok saray vergi telaşında
Bahanelere sığınayım, sana gelmek isterken
Geldiğimde başımı koyup dizine içerlenirken
Bir yolunu bulup bam telinden söz açarken
Ben dinlerim baba, sen herşeyden konuşurken
Fakirliğin, kavgan, askerliğin kaybettiklerinden
Cümleler eksik kalır seni tanımlamaya
Şiirler ve nesirler yetmez seni anlatmaya
Seni anlamayanlar mahkumdur solmaya
Annem dedikce, razıyım senle yaşlanmaya
Havvadan beri taşımaktasın her yükümü
Nedendir bilmem ama
En güzel şiirler daha yazılmadı babalar için.
Tanımsız ve tarifsizdir baba olmak.
Baba olmak
Çoraklaşmış sert bir yüzün altında
Müşfik bir kalp saklamakdır.
Gerçeği gizleyip yalana razı edeni
Sağdan soldan toplayıpta derleyeni
Ak ile karayı aynı sepette birleştireni
Bakma suratına, haksız yolda gideni
Kapılıp yalancı bir heyacanın peşine
avazım yok artık bu dünyada suskunum dostlarım
’uysal koyun’ muamelesini görürüm buna yanarım
dost düşer kardeş düşer elimden bir şey gelmez
bu kadar acıyı görünce yürekten içten kanarım
Bir daha koydum geçen ömrün üstüne
Yazsam dolmaz bir sayfanın bütününe
Herkes gibi harcadık dünleri körü körüne
Bir ömür koydum geçen ömrüm üstüne
Onu, yirmiyi otuza devirdik geçtik kırka
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!