Güz giyinen gül gibi, girersem düşlerine
Sorma bana nasılım, bilemem iki gözüm
Kederli bu ömründen,yaralı yüreğimle
Giderim sen üzülme, hoşçakal iki gözüm.
Yaşanan bu acıya, tahammül etme diye
Vakit az imkansızım, vakit dar
Biraz benden biraz senden
Biraz yanık, biraz tutuk, biraz da uçuk
Hani her an gidecek gibi sen, rehin olmuş gibi biraz da ben
Umarsız sevinçlere gebeyken acılar
Hasretin prangasında tutsaklık ta güzel
Yırt artık resmimi görmesin gözün
Bundan sonra sorma istemiyorum
Yalancı dillerin tutmadın sözün
Bile bile yorma istemiyorum.
İlkbahar yazımı kışa döndürdün
Hey sultanım bir bak derim
Kibir halmiş artık sana.
Onur desen yarım derim
Riya yolmuş artık sana.
Yalan, dolan, sahtecilik
Gecenin hüznünde dolanıyor silik bir ay halesi
Bir de kemanın tellerinde
Hüzünlü bir aşk nağmesi
Güneşli günlerin rengi düşmüş gecenin mavisine
Küskün yıldızlar göz kırpıyor
Mutluluk rüzgarları vursa da kıyılara
Bu gönlüm hep kırık, gönlüm yaralı
Baktığım her yerde, bir şeyler eksik
Yürek bahçesinde, güller karalı
Söylenen şarkıda, sözlerim eksik.
Kederlerden kalma, düşlerim sende
Mahdut vakitlerde yakalamıştık kutsal tebessümleri
Alaca karanlık kuşağından koşarken
Sadece sözlerimiz değildi
Bilmem kaç yılın özlemiyle kavuştu ellerimiz
Kısık gözlerin aralığından dökülüvermişti
Karanfil kokulu özlemlerimiz.
Titriyor gece soğuğuna sarınmış
Mavi bir eylül yüzünde,gözlerinde iki damla yıldız
Dolanıyor yine hüznünde içindeki çocuk
Kırık bir eylül avuçlarında hem üşümüş hem yalnız.
Yetim ruhlar pencerede
Dalımda ki son yaprak hazan olup düşerken
Asi bir nehir gibi doldu gitti geceler
Tükenen duygulara sessizliği döşerken
Ayaz gülleri gibi soldu gitti geceler.
Gönlümün otağından yıldızlara bakarken
Hakikate varamadan
Geçti gitti ömrüm benim.
Hak vuslatı saramadan
Uçtu gitti ömrüm benim.
Zemheride yazlar gibi
Sakın bozulma oğlum isimli şiiriniz çok güzel, teşekkürler
Dağ, taş,.... hüzünde,
olacaktı galiba.
Elinize, dilinize sağlık.
Dr.Abdullah Özdemir