Yosma Şiiri - Necati Çavdar

Necati Çavdar
138

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Yosma

Boyu uzun, endamı düzgün
Düğünü güzün, gözleri süzgün
Yürüyüşü alımlı, gidişi çalımlı
Kasımpaşa’da erkek, Ankara’da ürkek

O bizi bilmez biz onu bilmezdik
Eleyip tartmış, bir bildiği var derdik
Yürürken yapacak diye huzura erdik
Nettik ise; biz ettik, bir arpa boyu yol gittik

Yüreğimiz soğurken, canımız çıktı
Bizimkisi hakikat değil, platonik aşktı
Aşkımıza ihanet etti, sevgimiz bitti
Dudaklar Şaron’a, yüz Bush’a gitti

Bağdatan vaz geçtik,
Kerkük’ de gitti
“Adalar” şöyle dursun;
Kıbrıs’ı kucağa itti
“Masa başında olma” sevdası,
Hepsine yetti
Zira o, milleti değil, Waşhinton’u tercih etti.
Kükredi kabardı, aslandı sanki
“Soykırımcı” dememiş gibiTel –Aviv’e gitti.
Eski albay Osman der:
“İçerde fabrika sattı, işyeri kapattı
Masrafları çoğaltı, IMF’den dalar üstüne dolar kaptı
Duygularımızla oynayıp, hayallerimizi sattı”..
....
Artık “yeter” deyip
Çıkmışken karşına hırsızlar şahının
Geçiyorken bir baştan bir başa, Sultan Orhan gibi
“18 Türk Büyükleri”nden
Bozok yalasından yiğitler yiğidi Kayalar,
Yollara dökülmüş alkışlıyor, halk..
Geçtiği yerlere güller serpiyordu organizatörler
Manzara, müthiş!
Başlayacaktı sanki Bursa’dan Ankara’ya büyük yürüyüş!
Fakat o Ne?
Gençler bağırıyordu hançerelerini yırtarak..
“İstanbul’u cenabetten kurtaran, Türkiyeyi de kurtaracak! ..”
Kulaklar duydu bunu, gözler gördü hali..
Heyhat gençler!
O “Anadolu”, zannetiğiniz..
Suskun ve dilsiz Anadolunun, dili bildiğiniz
Kurumuş dudaklara rahmet yüklü bulutlar taşıyacak umduğunuz
Yan gelip, çamura yattı..
Gidip;
Oval ofislerde cenabete battı..
Evet, Sultan Orhan’ın emaneti gençler!
İçerde millete eflenip çalım satıyor
Telaviv’de diz çöküp, oval ofiste kucağa yatıyor
............
Seyret seyret bön bön bakarak
Dur bekle yürekleri yakarak
“Uyum” için, uymak için düzene
Köle ol, yetmez kul ol, zalim düzene
Ateşine odun taşı, milleti ezene

Millet, sanıyor kendine bakıyor
Yüzü sana değil, camlara camlara dönük
Bir o tarafa, bir bu tarafa bakıyor
Yazılanı okuyor, sözde rol yapıyor
Zira;
Boynunda iktidar tasması
Kulağı sende değil, başka seste
Artık yönü farklı,Avrupa az gelir..
Seni nitsin..Okyanus ötelerine göz diker
O senden geçmiş artık Amerikan yosması
......
Köylü, mani söyler:
“Morgoyun meler gelir
Dağları deler gelir
Hakikatli yar olsa “
Azığı, “biz”den gelir

Elbise giyiyor kutnu ipekten
Aklı çıkıyor, -hazineden - yallı köpekten
Korkun ne, ne kaybedeceksin
Neden kaçıyor, gerçekten? ..

Her ne kadar toplansa da kalabalıklar
Kimse sendenim demez, gelmez ise alabalıklar
....
Durali, söylüyor:
“Hiç mi kimsesi yok?
Herkez ben değilim deyip küsüyor..”
Aluç dağı; boz bulanık, esiyor
IMF’ler telavivler, oval ofis; milletle bağlarını kesiyor.
Milleten destek alamayacağını o’da seziyor,
Meşruiyeti, “ver-kurtul’da bulup
Başka diyarlara koşuyor, yosma..

Gidip sorayım
Şifreyi çözer “tezel”
Değil tarih, afetmez ezel

Millete küsüp suratını asma
Ele gülücükler dağıtma
Millete fırça, AB’ye kalça atma
Konut’tan kaçıp Oval ofis’ de yatma
.... yosma
........
Ak kaşıklar!
Ak uşaklar
Ak zengin kuşaklar

Şehirli diyor:
“Ak gençilik, kara gedik
Beyaz gömlek, siyah don
Oyun bitti, bu perde son “

.........
Mehmet Akif:”Zenginlere veriyor
Fakir kurudukça kuruyor.
Ac insanlar!
Lokma boğazlarda duruyor
Miletin lokmasını, IMF’den soruyor.....”
..
Eskiden şeyhleri vardı
Ne hal ki, onu artık;
Dönme, Derviş koruyor..

Duymasın;
Osmancıklı Baltacı..
Hiç kalır, Katerina’nın verdiği acı
O milleti için belki kendini
Sen kendin için milleti
Tercih ettin, sineye çektin zilleti.
Katarina kurtulmak için kaçarken çadırdan
Sen dakikaları sene sayıp
Mayıştın zevkinden,
Baltacı otağı, Bush’un Oval ofisi
.........
Sırtı gelir mi yere, hiç yiğidin?
Ağla, Kudüs”
Ağla Selehattin
Adamın sermayesi idi, din
Ne idi Tel- aviv’de yediğin
..............
Denir mi ki “Musa gibi konuşmak
Firavun gibi yaşamak”? ..
..........
Kasımpaşa’da kükreyip
Tel- aviv’de çürüdün
Vaşhinton’da eridin
Yakışır mıydı mahellenin delikanlısı
Başkalarının yosması
İktidar uğruna IMF tasması
Yalan, yalan, yalan yosma
Milet “buka”ları çözer; sen, istersin altın tasma
.............
Kıvrım, kıvrım, kıvır yosma
Belki giyersin, entari basma

Ele; gülücükler,
Millete, surat asma
Sana yakışmıyor artık,
Gerdan kırmak, yosma..
.............
He deyin, dalavere yallah
Nurunuzu almış, Allah
................
Millet bağrına basar
Seni Şaron, Bush kucaklar..
...........
Ödül ne?
Hani İsmet, hani tayfası
Çevik bir görmedi sana mı olur faydası
Karşılığı, hangi hizmetin paydası
.................
Zannederdik Karadeniz asması
Bu ne; marifet,
Bu ne; terakki
Ne çabuk oldun kıtalar arası
Cihan şumul... yosması
...........
28 Şubat’ın maduru bilirdik
Ne olsa pazarlamacı hazret
Pazarlamış o, uyurken millet

Sanırdık gerçekten Anadolu delisi
BOK’a batırıyorAmerikan sevdası
Kıbrısı terk ettiriyor, AB cilvesi
Aklını başından almış, 28 Şubat sillesi

.........
BOK’a battı taşeron
Arkadaşı oldu katil..
Stratejik ortağı, kasap Şaron

Haç, asması
AB, karması
Pontus, sarması
Çam, yarması
İlla masa, sevdası
Telaviv, yosması

........
Belki K. irisi
İki gömlek, bir don
Mahallenin irisi

.......
Milleti kandırdın, tasarruf diye
Terkedip kılıfla kendi lojmanı
Yasaklanan hanımına kamusal alanı
Kıçını açıpta başını kuma sokma
Kendini kandırırsın, yosma
........Bilmiyor musun, tuttuğun el kimin?
Hiç inanmam ki bu akıl senin
Yakında ortaya çıkar, eserin..
Yalakları tutmuş yalıyor
Yaklaşınca köpek gibi hırlıyor
Emrindekiler jopu sallıyor
Artık, zulümle hayat buluyor

Sanmayın samimi, çıkarcı bunlar
Korkularından çoktan döndü, bunlar
Üçü de riyakar, yalancı bunlar
İstismar işine geliyor bunun Yola çıkmıştı: “Şarkı” bitmesin!
Zalimler dursun, mazlum gitmesin
Kimse kimseye eza etmesin
Zulmünde kılıcı oldu, bunlar Ne ışmar edersin göz ve kaşla
Göz yuman sen, yattın kukuçka
İpe un serme, eyleme başla
Başın dik olsun zalim yanında Nesebin temiz, helalse sütün
Yüz verme zalime BOK’a battın büsbütün
Hak’ka dayanırsan gelirsin üstün
Altına edip de millete, fışkı sıçratma yosma...
12 Haziran 2005
Aşiyan – Ankara

Necati Çavdar
Kayıt Tarihi : 2.9.2009 17:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Necati Çavdar