Sessizlik kucaklamış karanlığın aydınlık taraflarını. Ne bir ses var seste nede boğazda titreyen tellerde. Günler siyah, gönüller ise siyahtan daha siyah. Pencereler kirli, yorganlar köf kokmakta. Bir hüzün ki saatleri uykuya tutturmakta. Üşüyor çenem, sakallarım ve kirpiklerimde düşen yaşlarım donmakta. Hüzünler bile artık gülüşlere ayak uydurmakta. Biraz daha, serilmiş toprağa gömülmeye biraz daha. Çünkü kapılar bile bir duvara dönüşüp, set örüyor gittiğim tüm yollara. Güneşin doğuşuna kısa bir zaman kalmışken, güneş tutulması yaşanmakta. Dedim ya karanlık her tarafta. Kendimden kaçarken, bir sokak arasında ben yine bana rastlamakta. Ne olacak bilmiyorum, umarım derim yüzülmeden yaşamayı öğrenirim bu hayatta.
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken
Devamını Oku
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken



