Yol Ayrımı Şiiri - Osman Miran

Birden kendini, buldu apaçık bir alanda
Ne in vardı ne de cin, bu üç yolun ağzında!
Birinci yolun sağı zeytinliklerle dolu,
Sıralı zeytinlerin gelmiş, toplanma çağı,
Dikkat kesildi birden! Acaba neydi cinsi?
Baktığında gördü ki, kalamata zeytini.
İkinci yol çok seyrek, kullanılmıştı belli,
Etrafı ve üzeri çalı çırpı dolmuştu,
Hatta orta yerine hayvanlar içsin diye,
İçinde su olmayan, bir kap bırakılmıştı.
Üçüncü yol galiba bir şoseden ibaret,
Eskiden kullanışlı, kalabalık bir yolmuş,
Kim bilir? O şoseden kimler, gelir geçermiş?
Şimdi kimsesizliğe, ıssızlığa bürünmüş.
Ansızın geliverdi oğlu ve arkadaşı,
İkisi aynı anda çıkmışlardı ortaya,
Soramadı onlara nerden geldiklerini,
Gülümsedi onlara, gösterdi zeytinleri.
Kalamata zeytini yeşili pek hoş olur,
Birazdan geçecektir verin Malatyalıya,
Malatyalılar geçti, ikisi de durmadı,
Birinci yolu seçip, gittiler yurtlarına.
Derken, başka bir araç, görünmüştü uzaktan,
Yaklaşınca gördü ki gelen bir Kayserili,
Elindeki zeytinle, bekliyor delikanlı,
Kayserili hışımla ikinci yola saptı,
Durdurup aracını basmıştı yaygarayı,
"Siz ne biçim insanlar, nasıl müslümansınız?
Yolu çalı, çırpıyla, kapla doldurmuşsunuz."
Namso atıldı hemen, kaldırdı engelleri,
Yolu açık bulunca gazladı gitti yolcu,
Çocuk elinde zeytin, öyle kala kamıştı.
Elinde zeytinlerle, bekleyen delikanlı,
Homurdanarak dedi "Yanlış yaptın babacan,
Böyle insanlara hiç, yardım ."
"Yapmayın evlatlarım! Enseyi karartmayın!
Bu gün cuma günüdür, tüm yolları açalım,
En güzel sevap budur." Dedi baba garibim,
Buna itiraz etti oğlunun arkadaşı,
"O kadar çok yol var ki, temizlenemez hepsi."
Baktı ikna olmuyor, bu yenilmez yiğitler,
Kendisine kalmıştı tüm yolları süpürmek,
Kaldırmaktı amacı tüm engelleri yerden,
Bu amaç için koştu, şose yolda kayboldu,
Baba uyandı hemen, kalktı yattığı yerden,
Şükretti yaradana gördüğü rüya için,
Sabah diye söyledi, rüya tabircisine,
"Bitecek dar günlerin, hoş gelsin geniş günler."

16.01.2022 18:13
İstanbul