Çok mu istemiştik;
Az gelişmiş ülkenin
yoksul mahallesinde doğmayı...
Ne mama, ne çikolata...
Ana sütünden başka tad bilmedik...
Amerikan bezinden başka
belek te görmedik.
Ne arabamız oldu,
ne yürütecimiz,
yerleri tırmalaya tırmalaya
bir başımıza emekledik.
Çok mu istemiştik;
Az gelişmiş ülkenin
yoksul mahallesinde çocuk olmayı...
Yırtıldıkça yamanan urbalar...
Çorap görmeyen ayaklarımızda gön çarıklar.
Altı inceldikçe pence yapılan gön çarıklar.
Oysa, zengin çocuklarında;
İngiliz kumaşından, askılı kısa pantolonlar...
Ayaklarında rengarenk naylon ayakkabılar...
Hep uzaktan baktık,
gökte salınan uçurtmalara...
Kamışını bulsak, kağıdını,
kağıdını bulsak,
onca uzunlukta ip bulamazdık...
Kurulunca yürüyen bir arabam,
fır fır dönen bir topacım hiç olmadı...
Cam bilyelerim de...
Kurbandan kurbana, iki aşık ın dışında
hiç oyuncağım olmadı...
Marşal yardımı dağıtıldığında,
gözüm kalmıştı oyuncaklarda.;
Defter kalem koydular çantama...
ben çalışkan çocuktum ya...
Çok mu istemiştik;
Az gelişmiş ülkenin
yoksul mahallesinde delikanlı olmayı...
Yine üstte yok, başta yok...
Bir sinema parası için,
simit mi satmadık,
çıraklık mı yapmadık...
Girip çıkmadığımız iş kalmamıştı...
Emeğimiz, ilk gençlik coşkumuz değildi
sadece sattığımız...
Tokatlar yedik, sövüldük, horlandık...
Delikanlılık gururumuzu da satmıştık...
Askerlik gelmişti neredeyse
Bir kız bile tavlayamamıştık...
Kayıt Tarihi : 1.8.2003 00:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (3)