Sessiz sessiz ağlıyor ruhum
Suskunluğa yeminli bayram sabahında
Yine çatır çatır kavrulurken umutlarım
İhanet rüzgarının kucağından esiyor
Gülmeyi unutan asık suratlı gündüzler
Gecenin dargın karaltısından artan
Ağlayamayan, küskün ve sisli gözlerim
Bu kadar iliklerime işlememişti yalnızlık
Böylesine üşümemiştim uzun zamandır.
Oysa,
Ne güzel geçtiydi çocukluğum
Yokluğa sarılı bayramların, coşkulu sabahında
Bağırtı ve telaşlı koşuşturmalarda sivrilen
Önce babamın gür ve egemen sesi
Ve ardından
Sazı alan annemin sitemli serzenişleri
Masada yatışan tatlı kavgalar
Hala çınlıyor kulağımda.
Ne zormuş meğer sessizlik
Eskiden biz olurduk
Sabahların susmayan çalar saati
Azar yankılanırken neş’e yüklü soluk duvarlarda
Uyutmazdı kuduruk sevinçler
Kabından taşardı sokak özlemimiz
Kim para, kim şeker verecek?
İnceden inceye hesabı yapılan
Ah! O eski bayramlar, ah!
Ya şimdi?
Yalnızca telefonun alarmı çalıyor
Susmayı bilmez, azardan anlamaz
Sesi de o kadar modern ve anlamsız ki!
Her darbesi ruhumu söküyor zamandan
Başka çıt çıkmıyor çaresizlik hanesinden
Kederli yutkunmalarım duyulurken
Yalnızlık acımasızca vuruyor gönül telime
Tek yarenim de bezginliğim
Ve,
Tir tir titreyen yürek takırtılarım.
Böyle işte,
Yılların günleri hızla kovaladığı
Kırgın zamanlarla eşdeğer
Buruk bayram sabahlarından biri daha
Bütün kasvetiyle karşımda salınıyor
Asmış suratını ümitsizliğim
Geçmiyor bir türlü inatçı saatler
Yığılmış üzerime tarifsiz hasretler
Aydınlık doğmak istemiyor ruhuma
Kaderden kedere tek dostum
Beni bana terk etmeyen ıtırlı hüznüm
Ve,
Akıp giden, kırgın gönül yaşlarım
Bir başımıza beraberiz yine kol kola.
İşte,
Bugün yine bayram
Yeni bir bayram, tadı geçmişte kalan
Tadına inat adını sorgulatan
Yine yalnızlık,
Yine hüzün rüzgarları esiyor içimde.
Ben böyleyim işte, yıllardır...
(23.10.2006)
Burhanettin AkdağKayıt Tarihi : 24.10.2006 17:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yalnızlık, hele de buruk bayramlarda, Çoğunuz bilirsiniz zaman zaman yalnızlığın acısını. Dağlayan, yakan, kavuran, acımasız ve hoyratça hırpalayan. Uzun uzun anlatmaya gerek yok, şiirini içine girerseniz yeterince hissedeceksiniz üşüten, titreten, acıtan yalnızlığın esintisini

Coşkuyu, birlikteliği dolayısıyla mutluluğu çağrıştıran zaman dilimleri…
Aslında sizi köşeye sıkıştıran acımasız zamanlardır onlar…
Küllenmeye yüz tutmuş gibi görünen acılarınızın içten içe nasıl yandığını…
Kabuk bağlamaya başladığını zannettiğiniz yaralarınızın sızlayarak usul usul nasıl kanadığını fark edersiniz...
Çaresizlik ağır gelir yüreğinize…
Hiç olmazsa sizi anlayacak bir çift göz ararsınız sessizce…
Ama yoktur çoğu kez…
Düşünürsünüz nasıl geldiniz bugünlere…
Çocukluğunuzu hatırlayıp sığınırsınız o limana burukda olsa gülümseyerek…
Kim kendinden bir şeyler bulmaz ki bu şiiri okuyunca…
Tebrik ederim Sayın Burhanettin Akdağ
Bayramların görünmeyen acıtan yüzünü
öyle güzel resmetmişsiniz ki…
Beni bana terk etmeyen ıtırlı hüznüm
...
Şair bey öyle acıttınız ki ruhumu ve özlettiniz ki çocukluğumu ...kaleme aldım duygularımı : 'Haydi Uyku Zamanı' ...ekleyeceğim sayfama beklerim...
İçli, sevdalı, yalnız şiirdi...
Tebrikler...
SAYGIMLA...
Yılların günleri hızla kovaladığı
Kırgın zamanlarla eşdeğer
Buruk bayram sabahlarından birisi daha
Bütün kasvetiyle karşımda salınıyor
Asmış suratını ümitsizliğime
Geçmiyor bir türlü, inatçı saatler
Yığılmış üzerime vuslatsız hasretler
Aydınlık doğmak istemiyor gönlüme
Kaderden kedere tek sessiz dostum
Beni bana terk etmeyen ıtırlı hüznüm
Ve niye aktığını bilmek istemeyen
Kırgın gönül yaşlarım
Bir başımıza beraberiz, yine kol kola.
İşte, bugün yine bayram
Yeni bir bayram, sadece adında kalan
Tadını sorgulatan, adına pür inat
Yine yalnızlık, yine hüzün rüzgarları ruhumda.
Ben böyleyim işte, yıllardır.
Üstat yıllar ömürde yol aldıkça nostaljiye özlemler artıp duruyor.İnsan hayatında değişmeyen bir kural bir kayide .....biz bugün geçmişi özlemle anıyoruz,yarınlarda da çocuklarımız bugünü özlemle anacaklardır.Selam ve saygılar.
TÜM YORUMLAR (22)