Varlık:
-I-Sebep
Bakma öyle Doğanay! Buyarım ben gözünde.
Burak olsam da uçsam göklere tek sözünde.
____(Susma konuş kendinle, beni gör her yüzünde)
Sönmüş kor diriliyor puslu saatlerimde,
Kalbi köze çevirip küllere dert ekiyor.
Har olup kavrulurken seher vakitlerimde,
Benliğimi içerek özümle söyleşiyor.
Günüm bayrak açıyor zifir gecelerime
Sen bir nûrsun özümde, kanın bende ne imiş?
Ben bendimden geçende can özüm sende imiş...
Kış yaza hasret düşmüş ağustosum üşümüş,
Gençliğin güzergahı kara kışa gömülmüş.
Goncalar boyun bükmüş yaprağa hasret iken;
Çiğ dolmuş güneşime günüm deliye dönmüş.
Panzehir tatmış bahtım zehire tiryâk iken,
Avâreyim, zamanın sis salmış dırmacında;
Haberim yok kendimden, divâne geziyorum.
Arz eylerken maksadı urganın kıskacında;
Bir anlık veli olup bendimi siliyorum.
Düşüncenin zifrinde arkadaş! Esriyorum
Seni sezemeyince çarpmaz yürek Doğanay,
Cismimden kan çekilir akar gider sensizce.
Kendinden geçer, yanar önce gece sonra ay
Zühre tabuta girer şimâl ağlar sessizce...
Seni göremeyince devrân dönmez Doğanay.
I- Son Anlar...
Atar bir damar gibi her vakti sayar gibi,
Bu elveda ve gidiş sanki hezeyan gibi...
Son izdihâm vaktinde ağlıyorken Süreyya;
Matemli topraklara gömülürken bir rüyâ;
Bir yazı defnolurken alnımın çatısına;
Habersiz ve sinsice gönlümün kapısına;
Ağıt, figân, ah kopar; sine vâh edip yanar.
Hem damar üşür hem can közlü buz olur her gün.
Lâl olur betik, lisân; kalp pınarı dert sarar
Gölgem seyyhâken dünde zehri gül yağar her gün.
Belki yeni ve taze henüz gülmüş yapraksın!



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!