Zaman sürgünüyüm, kapısında aydınlığının
Açıldıkça gökyüzü dudaklarındır hüzün
Gizlenmişsin kulesine derin ve siyah taşların
Beyaz bir sanrının kıyısında yürüdükçe yüzün
Kanıksamaların ortasından tutunuyor
Kadim uygarlıklara kazınmış
Sözün.
Her kelimesinde çırpınarak güncelleşen
Ellerinde tutunamayan yalnızlıklar.
Yemyeşil sürgün gözlerinde anlam
Grisi kanatlanmış, bulutların sığınmacısı
İçimin düzensizliğine yorulmuş
Yüzümün asılmasına damlamakta
Güzün.
Ağaçların gölgesinde dinmiş
Hükmedilmiş sözlerin yolculuğu.
Renklerinle dans eden kokun
Düşüncede büyüyor, serpildikçe siniyor.
Gülümsemende kayboluyor tenin
Fısıltılardan kalan sana ya da sensizliğe dair
Sözün.
İnsanlık bulunmadan yanacak herkes
Yaşama kaydedilmiş kurgulanarak toprak
Gerçeğin imgeselliğine ağıtlar söylenmiş
Kayboluşa karanlık, sesine rüzgâr dokunabilse
Gölgende beyaz,
Efsunlu ellerinde aşk.
Güzün.
Yıldız yanığı yüreğimin
İçimde zamanın platosu
Sözün kanıyor
Sensiz.
Kayıt Tarihi : 18.4.2008 13:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!