Yıldız Tozu Demişsin Ha?
Dönüp bir bak kendine, demişsin,
İyi de yiğidim, nereye baksın bu garip?
Gözlerinde zindan karası,
Ekmek kavgası, sırtında yırtık palto.
Hangi yıldız tozu, hangi şeref?
Ömür dediğin bir çilekeş dağ yolu.
Yaptıkların yıldız tozu olacakmış, ha?
Duyar da gülmez mi dağdaki çoban?
Oysa ne ocaklar söndü, ne canlar yandı,
Bir avuç toprakta yitip giden nice insan.
Yıldız tozu dediğin,
Gözü yaşlı anaların döktüğü kan değil mi?
Mesele insan olmak, dersin,
Doğru dersin de, nasıl olsun bu insan?
Karnı aç, sırtı çıplak,
Zulümle yoğrulmuş her bir an.
İnsanlık, bu zifiri karanlıkta
Bir ağıttır, bir feryattır, bir isyan!
Ne makam, ne şan, ne şöhret,
Hepsi birer puştun yalanıdır, bil.
Bizim destanımız, alın terimiz,
Bir yumrukta toplanan dirençtir, ey gafil!
Kırma kimseyi, incitme bir zerreyi, demişsin,
Asıl mesele, zulme boyun eğmemek değil mi, söyle?
Unutma, yıldız tozu da olsa,
Her zerrede bir isyan ateşi var.
Ve bu yangın sönmedikçe,
İnsanlık, prangaların ardında ağlar.
Gel, yoldaşım, bu toprağa kulak ver,
Burada insan olmak, direnmektir, direniştir, dağlar!
Kayıt Tarihi : 20.7.2025 23:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!