Faniyatı ebedi sanan cahiller
Yakan, yıkan tavrı kim sever
Beşer olan hatadan bihaber
Bilmeden kulun hakkına girer
Gürbüz olanın sesi gür çıkar
Dünya, Dünya, Dünya!
Düşlerin bol olduğu Dünya,
Gerçeklerin acıtıyor.
Görmek istemiyor gözler.
Varoşlarında hayal içinde bedenler.
Hayalin tozpembeliğinde,
Bakar-görmez gözle nelere şahit olduk.
Aman dileyen çığlıklara sırtımızı döndük
Kah kördük, kah sağır
Belki bencillik,
Belki de korku
İşte bu insanlığın sonu
Umduğunu bulamayanları görüyorum.
Ne hayallerle hayata adım atmışlardı
Civan gibi gençler sarılmışlar süpürgeye
Kaldırımları temizliyor küsgün halleriyle
Zaman dönmeli
Damla deryada anlaşılmaz
Hırçın dalgaları taşırmaz
Büyük umutla düştüm
Taşacak sandım
Yazık yanıldım
Damlaymışım
Dağın sinesine hapsolmuş cevher
Süklüm büklüm zamanını bekler
Kaç hayaller gördü
Nice umutları biriktirdi yüreğine
Ne varsa biliyordu yeryüzünde
Masmavi gökyüzü
Ayazda kalmış çınarım
gelmedi bir türlü baharım
Ilık bir esinti sarmadı dalımı
Zemheri gecelerde hayalle ısındım
Haksızlığın hırsı gözlerimi suladı.
Ağladım, ağladım, ağladım
Gelmediğin aynı saatte
yeni taze umutla
Yine o banktayım
En güzel halimle
Daha zaman var gelmene
Dönüyor, dönüyor, dönüyor
Dünya hala dönüyor
Liyakat adresini bulmuyor
Bütün bunlar oluyorda
Dünya neden dönüyor
Biter mi dersin bu insanlık
Ağıtlarla yakardık
Ağladık, ağladık
Göz yaşı sel oldu, çağladık
Dilek taşı kum oldu
Savruldu, savruldu
Şiirinizin sonunda yürekten bir Amin demek lazım diye düşünüyorum. Tebrikler
Tebrikler Yıldırım bey güzel dizeler
Şirde çok güzel işlenmişbir ironi vardı.Kısa ama özlü, tane tane..Şir gibi şiir kutluyorum efendim.
(Ant 10)