hesapsız gelen fırtına dinmiş
ama kar yağıyor korkusuyla nisanın aklına
kırağı çalmış yaslı çınarlara mı benzemiş memleketim
sanki baharı esirgenmiş gibi
şehre bir hazan kokusu sinmiş
senin tek bir gülüşün
cihanı bahara çevirir efendim
sensiz ne bahar isterim, ne de dünya.
şehirde harami vakti
kuşlar ölgün ve perişan
gülüşler bitmiş ötüşler bitmiş
hepsi de göçüp gitmiş
şikayet edecek ne Süleyman'ı var
ne kimsesi ne de bir bilgesi
senden başka ne yol bilirim
ne de yön efendim
her şey suspus
izini sürmek neye yarar kriminalde katilin
hâlâ efendi şapkası başında ihanetin
ötelenmiş bir mecraya insan
bir yudum su için
lekesiz vadilerinden çöllere bir köle gibi sürülmüş
gün yüzünü göstermedi buzullarda aşk
çocukça kurduğumuz hayallere
sanki zehirli bir ateş düşmüş
senden başka ne ateş isterim
ne de kor efendim
senden başka ne meşk isterim, ne de şarap
senden başka ne sevgili isterim, ne de dost
yeryüzünde şikayet bandoları
yer yüzünde isyan taburları
’’her şey biz yaşarken ölmüş’’ efendim
senden başka ne ney isterim, ne de tambur
sızılı geçen zamana ve mekana
elbisesi önünden yırtılmış makama
gideceği yeri bilmeyen adımların
fütursuzca ayartıldığı bir uçuruma
iltica etmiş ve orada
tanıdık bir yüz dilenerek
kendi haritasını çizmiş hayat
düş"müşüz bir çıkmaza ki heyhat
hangi ucundan tutarsan tut
kutsal değil
senden başka ne dayanak isterim,
ne de sığınak efendim
senden başka ne mana isterim, ne de gaye
Ramazan Boran
Kayıt Tarihi : 12.8.2014 18:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!