Yenildin. Olsun. Yine dene. Yine yenil. Yine yenil ki sana çiçek verelim. Uslanma. Haylaz ol. Anlaşılsın uysal olmadığın. Gerçeklikten habersiz yaşa. Ayakların yere basmasın.
Bütün sandalyelerin bacaklarını kır. Masaları siper yap. Sarhoşluk veren her şeyi lağımlara dök. Sigarayı iki pakete çıkar. Kalemleri kır. Mühürlerin mürekkeplerini iç. Sayfaları yak. Şiirleri ezbere oku. Ayetlerin önünde diz çök.
Mesleksiz ol. Sokakları sev. Slogan at. Barikatların önünde mendil aç. Bırak sakalların uzasın. Yakalarında bitler yuvalansın. Sonra dön tekrar yenil. Tekrar yenil ki sana çiçek verelim.
Rezil ol. Yetim ol. Küçük ol. Boğazına düğümlenecek bir şeyin olmasın. Sessizce ağla. Haykırarak gül. Deli olduğun anlaşılsın. Zalimleri affetme. Onlara karşı kibirli ol. Mazlumları unutma. Onlara karşı edepli ol. Gecekonduları sev. Gecekondu kur. Yıkım ekiplerine diren. Sonra gecekondusuz kal.
Acemi günlerinden biriydi yazın,
yürekler tam yeşillenmemişti,
damarlarımda sevdanın filizleri,
yüreğimde, yalnız gecelerin üşümeleri,
Doktor Tuğlu da lazım o zaman Avni bey..:)tansiyon aleti falan..
tadında bırakalım köfte yemeye de gitmeyelim:))
Çorlu' ya buyurun, çorbalar benden. Ardından da Bahar Pastanesi'nin kırk yıllık revanisi... Beklerim.
Mustafa Yılmaz bildiğim kadarıyla makaleleriyle tanınan birisidir..İslam aydınlarından biri diğer deyişle..Doktor olmuş demek..hayırlı olsun..
Ali Şeraiti çizgisinde ve oldukça iyi bir kalem..
'yenilmiş asilere çiçek atın'aslında bu başlık,
'çiçek atın yenilmiş asilere' olarak bilinen İtalyan halk türküsüdür.
Ali Şeriati,müslümanlığın öznesinde devrimciliğin olduğunu ileri süren,bu nedenle marksiszmle islamın iç içe geçmişliğini savunan tanınmış bir İran'lı düşünürdür ve İran devriminde büyük katkısı olmuştur..
sayfada duran yarı nazım'ın sahibi Mustafa bey de aynı çizgide bir zattır diye bilmekteyim..
sayın şaire ait hayat hikayesinin sayfaya konulmamış olmasını büyük bir eksiklik olarak değerlendiriyorum.
şairin yazı dilini incelemek için de başka bir şiiri veya yazısı eklenmemiş bu da oldukça büyük bir eksiklik bence.
şiirleşmenin farklı bir şey olduğunu söyleyerek selamlamakla yetiniyorum.
' Şimdi menzili yurt tutanlar
ne yollar, ne yıllardan geçeceksiniz
çiçek atın yenilmiş asilere
güvenin her çağda ve her yerde
uzakları iyi bilen çocuklara
kenar adamlarına, ateş insanlarına
birliğiniz dağılmaz göç yollarında
ey gurbete çıkmış halklar'
Murathan MUNGAN
Öyle habersiz git,ama geriye bir söz kalsın.Teferruata gerek yok bir sağlam öz kalsın.Ne makber iste ne abide...Bütün bıraktıkların düz kalsın.
artistik, süslü, afili , cakalı ve (art) yapmak istediği alanla sınırlı ve bu alanın sınırlarına dayanmış bir zekilik neticesinde yazılmış bir metin...şiir değil...bir çeşni olarak konulmuş olmalı..bence mahsuru yok...Zihne küşâyiş veriyor...
Bukoswski bu şiiri yazdı, bitirdi.
Kopyacı Doktor (ki, sanatçıların isminin önüne ünvan konulmasına karşıyım. Ben kendime Prof. diyor muyum mesela!) - ve öykünmek sanatçının kopyacılığıdır- şunu ayırd edememiş. Bukowski şiirinde, modern toplum insanının şiirden gayrı yapabileceklerini kılı kırk yaran bir hicivle ayıklayıp önümüze koymuş.
Günün şairi ise maalesef heybeye (pardon bagaja) ne varsa toplamış. Mülk düşmanlığı, kural tanımazlık, sosyal uyumsuzluk, başkaldırı, sonra da sabah namazları! Haydi, hepsine amenna, bu karmaşa ne? Geçişler arızalı, kafa karıştıran, itici, irkiltici bir yazma düzeneği. tembellik dizboyu ve sonuç ortada.
Hayata istediğiniz gibi bakabilirsiniz; bana görebileceğim şekilde göstermek zorundasınız. (İstanbul'da resim sergisi açsanız, tuvali üçe beşe parçalayıp diğer parçalarını Bursa, Adana, Mardin, Çanakkale'ye dağıtıp bizi sergi sergi gezerken telef mi edeceksiniz?) Yazı işte böyle bir dağınıklıkta.
Yerel olmadan evrensel olunamaz, evet. Ben doktorumu, -bulabilirse iki paket hot temale sardırsın- bizim Yerciler Çorbacısında birer tuzlama içmeye götüreyim.
Bu şiir ile ilgili 46 tane yorum bulunmakta