Sadece kendini düşünmek midir? Bencillik. Değil işte bir nevi paylaşmaktır bencillik. tüm dünyayla paylaşmak, ama sevdiklerimizi paylaşmaktan bahsediyorum. Bölüyoruz sevgimizi boş yere seni seviyorum demek yerine sizi seviyorum diyoruz. Sorunda burada başlıyor zaten birlikteyken herkes birbirini seviyor 10 kişilik bir arkadaş grubu mesela herkes birbirini çok seviyor herkesin dilinde aynı cümle sizi seviyorum. Beş kişiye düşünce grup yine aynı cümle sizi seviyorum bir rüzgar bir akım gibi dillerden dillere dolaşıyor. Üç kişiye inince sayı yine sizi seviyorum. İki kişi kalınca çıkıyor sorun ortaya “seni seviyorum” diyemiyoruz bencilliğimiz buradan ileri geliyor sizi seviyorum demek çok kolayda seni seviyorum demek çok zor. Size aşığım demek o kadar kolay ama sana aşığım demek çok zor. Bütün dünyayı sevmek bu kadar kolayken bir insanı sevmek bu kadar mı zor.
Neden bir üçüncü kişiyle paylaşıyoruz ki bencillik yapıyoruz hem kendimize hem, seni seviyorum demediğimiz tek kişiye. Oysa biraz özverili olsak tüm insanlığa, dünyaya, hatta dağlara taşlara güneşe yıldızlara ve aya haykırdığımız o cümleyi bir çift göze söylesek. Ama olmuyor iki kişi olunca alt benlik üst benlik çatışması çıkıyor. Kişiler fazla olunca sorun yok çünkü herkes birbirini çok seviyor(yapmacıktan da olsa) ama iki kişi arasında zorlaşır bencillik çıkar ortaya söylenemez saklanır. Sır gibi gizemli bir hazine taşıyormuşuz gibi anahtarı hep bir kenardadır. Kapalı sandıkların içinde gömülmüştür o cümle. Neden mi? Ya o beni sevmiyorsa iki kişi söyleyemez çünkü birbirine seni seviyorum diye milyonlara haykıranlar karşındakine söyleyemez. Şimdi anlıyorsunuz değil mi bencilliğin aslında paylaşmakla aynı anlama geldiğini. iki kişi arasında hat safhaya ulaşır bencillik birbirini tartmalar laf atmalar bolca olur ama diyemezsin seni seviyorum diye.
Kalabalıkken sorun yokta asıl sorun yalnızken başlar işte. Herkes herkese söylerken sizi seviyorum diye üçüncü çoğul şahıs eki hiçbir zaman düşmez birinci tekil şahıs ekine. Söylemek kolaydır bütün insanlığa seni seviyorum diye. Zor olan söylemektir onu asıl sevgiliye
Aynı anlama gelir aşkın lugatında paylaşmakla bencillik; her ne kadar edebiyatta zıt sözcükler kavramında bize öğretilsede
YENER AKSOY
Ben biliyorum…
Sırf ben yalnız kalmayayım diye
Bu kadar yıldızlı olur
Bu Cuma akşamları
Yada
Meğer bilmediğim ne çok şey varmış
Gezmeyi bilmiyorum mesela
Alıp başını gitmeyi
Gidebilmeyi
Hiç bilmediğin bir balıkçı kentine
Bilmiyorum
Hani yıkılacak ya dünya
Büyük mahkeme kurulacak
kim zalim,
kim masum,
kim adil,
ortaya çıkacak
Dünyanın yedi harikasını sayanlar
Seni görmemişler herhalde
Ne babilin asma bahçesi
Ne mısır piramitleri
Gözlerindeki gizeme ulaşırlar
Hedefine ulaşmayan
Tüfeğin iki saçması
Yatağından hayli uzak akan
Bir nehir;
Her şeyden habersiz olan
Ve biz bakıp yıldızlarına
Bir şeydin
Ayakkabıma kaçan taş parçası gibi
Yürüdükçe canım yanıyordu...
Faili meçhul bir sevda bu sevgili
Yanan bir yürekten akan bir su misali
Seven çok net, açık, bembeyaz
Sevilen bir yanardağ gibi gizemli
İstanbul gibi bir sevda bu sevgili
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!