Yine aynı dağın altındayım,
Ve bu dağın altında doğduğum gün çizilen yazgının 21. sapağındayım.
Kaç sapaklı, kaç acılı olduğunu bilmediğim bu yolun,
En çok yazgıyı bilmediğim günlerini özlüyorum.
Yazıları okuyamadığım günleri,
Yolların yol, izlerin izlerin iz olduğu günleri…
Her bir sokağın bir şehit adı,
Her bir toprak parçasının bedelini ödemiş bir ailenin var olduğunu bilmediğim günleri…
Gecenin serinliğinin bana uykuyu getirdiği günleri özlüyorum.
Hangi evsizin, hangi sokakta ne kadar üşüdüğünü bilmediğim günleri…
Tespihlerin renkli toplardan ibaret olduğu,
Her bir tanesine bir sabır çekilmediği günleri…
Sahi, sabır ne demek?
Bir asker “şafağı beklemek” demişti,
Bir şehidin eşi “vuslat”…
Ne demek ki vuslat?
Bir şair Kızılelma demişti adına,
Çekik gözlü bir çocuk Urımçi demişti.
Orası neresi, bilmeseydim keşke.
Haritada bir yer olarak kalsaydı.
Çekik gözlü çocuk anlatmasaydı bana ölümü, çocuk yaşında…
Sahi, ne demek ölüm?
Bana sorsanız, tek bir cevabım yok.
Coşkulu vatan şiirleri yazamıyorum.
Acıdan kopuk tek satır çıkmıyor kalemimden memlekete dair.
Tir tir titriyorum bazen bir yerde bayrak görünce…
Yine de beyaz bir sayfaya bir kelime yaz deseler,
KORKMA yazardım.
Nasıl bir şiir yazılabilir Atsız’ın mirasına?
Erciyes’teki gelincikleri anlatsam mesela,
Gesi bağlarını anlatsam…
Eksik kalır bir yerler, yazmak için yazarım sanki.
Sevmek için sevilir mi vatan?
İnanın, bilmiyorum.
Teşekkür ederim, yüreğime bu sancıyı koyan kudrete.
Kendi memleketimin yabancısı olsaydım,
Kendi mezarıma tükürürdüm.
Bir abim doğum günümü kutladı,
Türkçü ve şeref dolu bir hayat diledi benim için.
Neden bu kadar ağladım bilmiyorum…
Kalemim yazmaz oldu.
İçimde yanan bu ateşle sönüyorum,
Biraz, biraz…
Yok oluyorum.
-Nisan,Erciyes
Nisan Bedia SağdıçKayıt Tarihi : 5.7.2025 00:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!