Böyle hep güler misiniz?
Hep böyle mi gülersiniz?
Vallahi çok güzelsiniz...
Deyince biz;
galiba biraz kizmisti
film böyle baslamisti
Zehirden devşirir dermanı lokman
Güle bir yol bulur tohum çamurdan
Çar-yanım şerse de hilkatim nurdan
Defineye malik viranedeyim
Otuz üç zakirin matlubu felah
Hayali(n) m bir köşe-başında kaldı
bir uzak şehirde
bir eğri sokak
sokağın başında hatıran hazır
evin, bir bahçenin hüznüne nazır
mevsim sonbahardı günlerden hüzün
Kaç bahar daha geçecek
kaç yalancı yaz aradan
Değişecek tüm mevsimler
eskimiş çocuklar
kaç bilet daha yakacak
çocukluklarından olacak
Görüp zenan-ı asrı münharif haya vü iffetten
Çekildik illet ü ikrah ile bezm-i sefahatten
Utanmaz kendine insan diyenler bunca zilletten
Ne acip iptiladir halk el çekmez rezaletten
Delinin kuyuya bıraktığı taş
Bulanı olmadı akıllıların
Gizli bir kudretin yaktığı ataş
Söneni olmadı tutuşanların
Bu akrebin gıpta ettiği zehir
Ay sununca sulara nar, sular birdenbire yanar,
Yıldızlanır yürekte aşk, efkar ondan sonra başlar.
Sevda ağır, susma bağır, yar duvarlar gibi sağır.
Uzaksınya bitmez kahır, ne de birazcık azalır,
Nihayetinde yangının, geriye sadece kül kalır.
aramak mı bulmak mı ruh denilen meçhulü
fersah fersah peşinden koşturan bu heyula
tecahül-i arif değil bu
gerçekten bilmiyorum.
nihayete eriyor kavuştuğum her hülya
dokunduğum her şeyin boyası dökülüyor
Bunlar ayrık otları insanlık bahçesinin
Yeni moda piçleri Kabil silsilesinin...
İklim-i ruyuna inince hazan
Varak-ı ömründür yer ile yeksan
Mukaddid eşcara kalbolur insan
Aşiyanı metruk bir viranedir
Ne aguş-u mader ne şefk-i peder
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!