Üç olur ayağın düz olur yokuş
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman
Yüzünde çizgiler hep nakış nakış
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman
Döner ağlarsın her giden güne
Bir of çekersin bir ah gençliğine
Söylenir durursun kendi kendine
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman
En zor gününe özlem duyarsın
Her bir hatırana on göz yaşı dökersin
İki lokma yersin üçüncüde doyarsın
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman
Başın kurtulmaz kardan borandan
Farkın kalmaz virane yapıdan
Sende geçersin aynı kapıdan
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman
Sular takılır boğaza öksürük ciğerden
Her gün bir hastalık vazgeçersin çareden
Dünya artık senin için beş para etmezde
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman
Herkes gider ne oğul kalır ne kızların
Duvar dibinde geçer kalan yazların
Silinir yollarında senin izlerin
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman
Akranların kaybolur ardı ardına
Ağrılar saplanır göğüsten sırtına
Kalmayacak dostların gelsin yanına
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman
Derim’ki bu hale bulunmaz çare
Merhem fayda etmez azmışsa yara
Yavaş yavaş bize,de geliyor sıra
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman
25/12/2018
Kadri KırmızıtaşKayıt Tarihi : 27.12.2018 21:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!