Poseidon anlamaz beni,
Çarpar fırtınalara.
Deniz tutar gönlümü,
Balık olsam boğulurum.
Bir ses çıkar karşıma,
Yaşamımda açan bir Hanımeline…
Hanımeli kokan o yağmurlu günümüzün anısına.
Sıcak bir yaz günü
Yağmurun ıslattığı bir yolda
Koluma dolanan,
Bir ses veriyor gece,
Uykumu saran koca bir sancı.
Arıtılmış bir aşkın kaynağından,
Bir bebek bana hayatı haykıran.
Minnacık elleriyle dünyamı saran,
Minicik bedeni, koskoca varlığıyla bir bebek,
Gidelim ömrümüzün karanlığından,
Aydınlık uzak bir iklime.
Ateşten fenerler yol gösterirken bize,
Biz gezgin olalım,
Yeniden öğreneceğimiz serüvenimizde.
Bak saat kente yağmur taşıyor
Bir bebek ellerinde yaşama bakıyor
Açı ver yüreğini
Bahar orada güneşi saklıyor.
Aşkın enlemiyse,
Sen boylamı ol ömrünün.
Öyle bir yerde kesişsinler ki,
Dört mevsim iklime denk düşsün.
Kavgası olsun, hemde fırtınalı bir kış gibi,
Barışınca cıkmamalı yataktan.
Sessizliğine
Dünya kirlenmiştir artık.
Yakamozlar örtmez karanlığı.
Şarkı söze küser,
Söz dostluğa gücenir,
Dostluk firaridir bulunmaz.
Bir girdabın çemberindesin,
Tutku ve gücü sonu olan.
Geçmişin nöbetindesin,
Bu günü, düne harcanan.
Neydi?
Sabah uyandı Yörük Mustafa baktı sağına, soluna
Bir şeyler mırıldan dı
Attı elini tabakasına
Bir iç çeker gibi sardı cığarasını
Bir ah dedi çekti içi içine,
Karısı çoktan uyanmıştı
Yorgunum,
Kumları kamçılamış su gibiyim,
Çarptıkça biraz vermiş biraz bulanmış.
Umursamazlığa çıldırmışım,
Koparmak istemişim kayalardan,
O bilinen soğukluğu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!