Vahdetin Rüzgarı ve Kandil
Nihal’im, gözlerin bir rüzgar gibi esiyor,
Sessiz ve derin, ruhumu sarıyor;
Her bakışın bir kandil gibi yanıyor içimde,
Ve ben, o ışıkla karanlıkta yürüyen bir yolcu gibi,
Kendi gölgemi arıyorum seninle.
Rüyanda gördüğüm ellerin,
Vahdetin fısıltısı gibi,
Her zerremde bir sır bırakıyor;
Ve ben, o sırla nefes alıyorum,
Her nefesin ardında senin nurun saklı.
Rüzgarın, kainatın nefesiyle buluştuğu an,
Senin sessizliğinde yankılanıyor;
Ve ben, o yankıda kendi içime dönüyorum,
Her adımın, her dokunuşun bir mesnevi oluyor,
Ve ben, seni her dizeye saklıyorum.
Kandilin ışığı perdelerden süzülürken,
Ruhumuz birbirine yaklaşıyor;
Her bakışın ardında bir evren gizli,
Ve ben, o evrende kaybolurken,
Seninle her zerremi yeniden keşfediyorum.
Vahdetin rüzgarında savrulurken,
Senin ellerin bana yol gösteriyor;
Her sessizlik, her göz kırpışı,
Bir kutsal sır gibi düşüyor yüreğime;
Ve ben, o sırla var oluyorum Nihal’im,
O sırla seni seviyorum.
Kandiller yanıyor gece boyunca,
Ruhumuzun perdelerini aydınlatıyor;
Ve ben, seninle her anı bir dua gibi taşıyorum,
Her bakışında kendimi unutuyor,
Her nefesinde seni buluyorum.
Kayıt Tarihi : 3.8.2025 23:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!