Ne kadar kolay bir bahaneyle gittin
Kapıyı bile kapatmadan, öyle sessiz adımlarla
En son gördüğüm saçlarındaki kıvrımlar kaldı bende
Unutabilir miyim acaba gidişini
Kanamaz mı yüreğim
Daha söndürdüğün sigaranın ateşi bile sönmeden içimdeki ateş nasıl sönecek
Daha dumanı kıvrılırken
Dağlara inen pus nasıl dağılacak
Kaç sene geçmesi gerek
Kaç kuşluk vakti ölümü görmeliyim
Daha şimdi buradaydın
Kokun burada, sesin burada, sevgin...
Yaz gelse de erise karlar diyordun
Yaz gelmeden eridi bütün karlar, yandı içim, yandı yüzüm
Daha şimdi buradaydın, ayakların, parmakların
Sanki gözlerimi kapatıp açmamla gidişin çöktü içeriye
Geceden kalma tabaklar, sabahtan kalma kırıklar...
Sesin, soluğun, gözyaşların...
Daha şimdi buradaydın, gülüşün, sıcaklığın...
Sabah olmasın demenle geceye ihanetin bir oldu
Ne çabuk gittin buradan
Kapıyı bile kapatmadan, çıplak ayaklarla basarak soğuk betona
Gittin
Bütün damarlarım isyankar bir çocuk gibi
Bütün kelimelerim düş avcısı sanki
Daha şimdi buradaydın, ne çabuk gittin, oysaki yasaklamıştın gitmeleri...
Kayıt Tarihi : 26.2.2008 21:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!