Sevda yollarındaki kanadı kırık kuşların,
Takılıp peşi sıra kanattım dizelerimi
Gidişinle kanadı yüreğim,
Ağlattın kömür karası gözlerimi
Senin için aştım, aşılmaz yolları
Ömrümü tek sana adadım,
Berduşa çıktı adım.
Seni öylesine kutsadım,
Gülmez oldu gülen yüzüm,
Tükendim, sensiz tükendim,
Telleri kopuk çalmaz sazım.
Ben, bende değildim, sen’dim
Güneşine yandım, eridim yar.
Palandöken'e düşmeden daha,
Saçlarıma yağdı kar.
Hayalin gerçek olsaydı,
Her gün seni görürdüm
Canın, canımda kalsaydı,
Kendimi sende bulurdum
Güneşim ol doğ bana,
Kalbimden gecelerimi dağıt,
Çıkmaz sokaklara gebe yollarım,
Bir deli girdaptayım.
Onun içindir bu çocukça ağıt.
Aydınlık günlere hasret kaldım yar,
İnleyip duruyorum her gece,
Bir türlü olmayan sabahlara kadar.
Umutla kanat çırptım mutluluk diyarına,
Gözyaşım karıştı hüzünlü gecelerimin koynuna
Hasretinden bin kez öldüm yar,
Solgun bir gül oldum sensiz,
Dikenleri canıma batar,
Kendime yollara vurdum
Hüzne yanık türkülerimi
Deli rüzgarlara savurdum,
Sütten kesilmiş bebek gibiyim yar,
Ahh! hasretin nasıl da yakar!
Bilemezsin, nasıl yakar.
Gül yüzün aklıma geldiğinde,
Bir şey düşünemiyorum senden başka,
İsyan ediyorum her şeye,
Nasıl düştüm ben bu aşka,
Nasıl kandım sana diye,
Bitimsiz yollar aştım sana geldim,
Hani o gittiğin gün var ya,
Benim kapkara günümdür,
Ölüm, Allah’ın emri sözüm yok
Ayrılık diri diri ölümdür.
Ölüme boynumuz kıldan ince,
Ayrılık sızlayan yaradır yar.
Ferhat misali dağları deldim.
Aç bana yeniden gönül kapını,
Sana geldim, bak yine sana geldim,
Bırak artık kahreden inadını,
Gidecek başka kimsem yok,
Ayrılık, sol yana saplanmış zehirli bir ok
Bıraktın üşüdü ellerim
Gittin soldu güllerim,
Bu anlamsız ayrılık can yakar,
Dağ çileği kokulu yar,
Sensiz edemem, edemem güLüm
İçimde derin bir yara var
Hiç durmadan kanar.
Kör olsaydı gözlerim keşke,
Seni hiç görmez olsaydı,
Bana bir kez dönüp baksaydın,
Ne olurdu sanki!
Kar olsaydım sana yağardım,
Yalnız sana inan ki,
Karın beyazını sevdim tenin diye
Yalvardım sana, ‘gitme kal’ diye,
Kalbine sevdamı alamadın
Kalmadın bende, kalamadın
Hiç olmazsa seni son kez göreyim yar,
Bozuk çeşme gibi gözlerim,
Hiç durmadan akar.
Nafile geçecek ömrüm sensiz
İflah olmaz hallerdeyim
Yaşarım avare avare
Gönlüm kırgın, üzgün, harabe
Enkazlara bırakıp gittin beni
Şimdi viraneyim,
Kan kustu dizelerim, sızladı
Yine de olmadın derdime çare
Gel şimdi, gel de gör, ne hallerdeyim.
Çaresiz dertlere düştüm sen yoksun diye
Beyhude geçti yıllarım,
Gönlümün sultanı olsaydın
Bi-çare gezmezdim yar,
Yollara vurmazdım kendimi,
Şehir şehir, diyar diyar.
Yokluğuna hiçbir şey söyleyemedim,
Yıllar geçti sen gideli buralardan yar,
Varlığının kıymetini mi bilemedim?
Bilemedim mi söylesene yar,
Dadaş diyarına düşerken lapa lapa kar,
Palandökende bembeyaz karlar üstünde,
Giderken bıraktığın,
Ayak izlerin var.
3 Kasım 2009-Erzurum
YAZAN:MHTT EĞİTİMİ 1. GRUP KATILIMCILARI
BOZAN: METİN BAŞOL
Kayıt Tarihi : 12.11.2009 09:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'herkesin bir öyküsü vardır ama herkesin bir şiiri yoktur' Biz de, şiirsiz kimse kalmasın diye, en azından bir dizede olsa, 'şiir yazabildim' duygusunu yaşatarak, insanların şiiri sevmesinin önünde bir kapı aralayalım arzusuyla ilginç bir çalışmaya yer veriyoruz. Verdiğim seminerlerimde katılımcılarımla birlikte bir şiir denemesi yapıyoruz. Hayatında hiç şiir yazmamış olan insanların çoğunlukta olduğu ortalama 25 kişilik gruptan, herkesin en az bir dizeyle katkıda bulunduğu bir çalışmanın sonucunda aşağıdaki şiir çıktı... Ve tarafımdan bozulan şiiri (bozulmuş ve orjinal haliyle) beğeninize sunuyorum.. YAR Sevda yollarındaki kuşlara Takıla takıla kanattım ben bu dizleri Senin için ağlattım ben bu kömür gözleri Senin için tükettim ben bu ömrü Hayalin gerçek olsa her gün seni görürdüm Senin için ağarttım ben bu saçları Senin için aştım aşılmaz yolları Sana adadım ömrümü Güneşim ol kalbimden gecelerimi dağıt Umutla kanat çırptım mutluluk diyarına Mutluluğum için her gece gözyaşı döktüm Bir şey düşünemiyorum senin güzelliğinden başka Yüce dağlar aştım Kör olsaydı gözlerim seni görmez olsaydım Bana bir kez dönüp baksaydın, ne olurdu sanki Kar olsaydım sana yağardı, inan ki, Karın beyazını sevdim tenin diye Nafile geçti ömrüm sensiz Ömür geçti gülüm sensiz avare Ömrüm geçti bu virane şehirde Yine de olmadın derdime çare Çaresiz dertlere düştüm sen yosun diye Beyhude geçti yıllarım yar Gönlümün sultanı olsaydın Yalnız gezmezdim diyar diyar Yokluğuna hiçbir şey söyleyemedim Varlığının kıymetini bilemedim Şehre düşerken lapa lapa kar Bunca yıl neredeydin söyle bana yar Palandökende karlar arasında Hala ayak izlerin var. 3 Kasım 20097/Erzurum YAZAN:MHTT EĞİTİMİ 1. GRUP KATILIMCILARI

Ağlamak Üzerine
Demiştin ya
Keşke
Keşke
İnanabilsem ağladığına
Düşerim belki yine ayak parmağına
Ağlayınca
Kirpiklerin ıslanmayacak yalnızca
Yuvarlanacak inciler
Damlası özlem harıyla tamamlandıkça
Yalayacak yüzünü acının tuzu
Utanmayacaksın
Çul edip ayaklarına tüm ön yargıları
Önce kendin sonra sevdiğin için
Öngörülerinin ferahlığında
Ağlayacaksın
Ağlayınca
Benim gibi ağlayacaksın
Dolu, dolu
Taşa, taşa
Ve içtenlikle
Gururunun ezildiğini hissederek
Kimliğinin tüm küçülmüşlüğüyle
Başkaldıracaksın sevgin kadar
Ağlayacaksın
Kabulleneceksin
Teselli etmese de
Parmak uçlarının sıcaklığı
*********
Demiştim ki
Ağlama yaralarım sızılar
Taşıyamam bu yükü
Küllediğim yüreğimde
Yeni yara açılır.
M.Y
Gülçin Demirci
güzel bir çalışmaydı,tebrikler:)))
Hayalin gerçek olsaydı,
Her gün seni görürdüm
Canın, canımda kalsaydı,
Kendimi sende bulurdum
Güneşim ol doğ bana,
Kalbimden gecelerimi dağıt,
Çıkmaz sokaklara gebe yollarım,
Bir deli girdaptayım.
Onun içindir bu çocukça ağıt.
Kutlarım
TÜM YORUMLAR (4)