Ne kadar sabrederse insan, ruhundan etrafa o kadar çok ışık saçar. Ruhunun sabrı kabullenmesi hayat karşısında onu daha bir güçlü kılar.
İnsan dingin bir ruha sahip olmayı başarabilmişse eğer, Allah’ın yarattıklarına tepeden bakmamayı öğrenir, O’nun mutlak gücü karşısında kendi acziyetini görür ve yaratılmış olanı hor görmemeyi, küçümsememeyi kabullenip içselleştirir.
Yaratılmış olanı hor görmemek insanı temiz tutar ve mutlu kılar. Tam da bu sebepten dolayı sabrı, mutlu olmanın anahtarlarından bir anahtar olarak görüp, gereğini yapmak gibi bir mecburiyet ortaya çıkar.
Öte yandan bu anahtara sahip olmak için de yine sabır lazımdır. Çünkü kozaya girmeden kanatlanıp uçulmaz.
Kaf önce hafif hafif düşüyorsun sonra
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Devamını Oku
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda