Günü gelir, seni de yakar bu aşk.
Öylesine söylenmiş bir söz ya da bir çift göz...
Daha çok vakit varken, mümkün mü anlaman?
Henüz keşfedilmemiş yerlerde, tekrar tekrar sana âşık oldum.
Saçlarım sonbahar yağmurlarında can verirken,
Bir tek söz için bir ömür ziyan oldum.
Yazabilirsen yaz şimdi biriken tüm özlemi.
Ellerinde koparılmış bir çiçektim.
Yüreğim yalnızlığın dört mevsimi.
Kaçamam ki senden,
Acı bir tat gibi dudaklarımdasın.
Vazgeçilmiş cennetleri onun olsun.
Bâki kalmış kayıp bedenim.
İstemiyorsa, onun olsun.
Bir tek kelimesine ziyan oldum.
Kayıt Tarihi : 2.10.2025 01:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Zamanın kuytusunda, sonbahar yağmurlarının gri örtüsüne sığınmış bir yürek, aşkın hem laneti hem lütfu altında usulca eriyordu. Her bir damla, toprağa değil, onun ruhuna düşüyor; saçlarında can bulan anılar, bir ömrün ziyan oluşunu fısıldıyordu. Öylesine söylenmiş bir söz, belki bir çift gözün gölgesinde saklı bir bakış, keşfedilmemiş diyarlarda tekrar tekrar filizlenen bir aşka dönüşmüştü. O, ellerinde koparılmış bir çiçek gibi kırılgan, dudaklarında acı bir tat gibi kalıcıydı; kaçış yoktu, çünkü aşk, özgürlüğün değil, esaretin ta kendisiydi. Vazgeçilmiş cennetler, başkalarının olsun diye bırakılmış, ama onun kayıp bedeni, yalnızlığın dört mevsiminde bâki kalmıştı. Bir tek kelime, bir tek an, koca bir ömrü ziyan etmeye yeter miydi? Evet, yeterdi; çünkü insan, anlam arayışında kendi varlığını bir sevgilinin gölgesine adayan bir faniydi. Bu şiir, o faninin sessiz çığlığıydı; ne terk edebilen ne de tamamen kucaklayabilen bir ruhun, aşkın ebedi paradoksunda kayboluşunun hikayesiydi.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!